1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1335
Okunma

Bu dilden firar eden her söz
Yaydan çıkmış ok gibi
Sözler bazen bir hazine
Bazen dermansız bi dert tipi
Geçmiş dünden bahsetmek lezzetsiz
Gelmemiş yarından hep mi şikayetçiyiz biz?
Aklımın ipinin ucu da kaçmış timsah katreleri boşalsın
Bir iki damla hiç değersiz
Hüzün ve kaderin pençesinde bir dev nam-ı değersiz
Gece gündüz ömürden yontar dünya dönmez yarensiz
Bugün ömür yarım gün,serbest kalsın fikrim
Senin tozlarını silemez tenimden ellerim
Varlık ruhu terk eder gözüm gözünden ayrılınca
Bendeki aşk altın misali ağırlığınca
Sensiz benlik yokluk demek kalbim sana emekçi
Aşk denen illet çorak arazide tilki misal kurnaz bekçi
Başım sarkık bir mahalsiz cümle yolumun önüne taş
Dudaklarınla kaderi nikah eden çakır keyif dertdaş
Gören der ki sel ağzına bina yapmak aptal işi
Yel eserse kırmaz dişimi, kalp bir körse görmez bir şeyi
Saniyeler dakikalarla yapar alişverişi
Saatler seni alır benden korkarım olamaz gelişi
Hasret gözümün ışıklarını söndüren alçak misafir
Afitap sönük bir mum ayrılık hain bir zehir
Melek yanımda yüzünü saklar felek yüzüme kaş çatar
Bir tek bu hüznü sen boğarsın ipek tenin derime batsın
Rüzgar saçını süpürse mest olur bakışlarım
Adınla uyanır kulaklarım, yüzünle açar göz kapaklarım
En güzel şiirlerimde kaleme adını sayıklatırım
Odamın hayaletisin sessizliğine aşığım .
5.0
100% (1)