sen gittiğinde 1 yaşındaydı bu bebek...
dişleri henüz yeni çıkıyor, geceleri bolca ateş basıyordu...
gidişinle kesildi sütten, mamaları beğenmez oldu, altında pişikler oluştu
oyuncaklarını parçalayan hırçın bir çocuktu...

sonra ağır ağır büyüdü..sendelemekten kurtulup yürümeyi başardı
beğendiği çizgi filmleri kendisi belirler, kumandayı hep saklardı
görmeni isterdim ilk anne diyişini...gözlerime bakıpta seni seyredişini...
o gece sessizdi...unutmuştun çünkü 4 yaşına girdiğini !

merak edermisin beni bilmiyorum ama
bir yanım terk ettiğin adam, diğerim ana
kızımla ben, özleminle sarılıyoruz yatakta
kuşluk vakti uyanıp gülüşünü anlatacağım ona…
sonrası malum, bana bikaç zeytin ve çay, ona mama

son günlerde adın zikrediliyor yüreklerde
yavrucağa bakmak zor değil de, sensiz olmuyor işte
pasaklı olduk evde,
hayalini çitiliyoruz, saçlarını yıkıyoruz bulaşık yerine
evcilik oynuyoruz sonra
ikimizde anne kesiliyoruz odada…


sen gittiğinde 26 yaşındaydım ben…
saçlarım yeni yeni ağırıyor, bolca öksürük tutuyordu
gidişinle kesildim hayattan,ritmini sevmez oldum kalbimin, soluğumdan nefret ettim
her öldüğümde kızım için dirildim…

neyse, bu gece hediyeler hazırladık sana
birimiz resimler yaptık, birimiz şiirler yazdık
adresini bilmediğimiz için yollayamadık…
duyarsan sesimizi şuan, gökyüzüne kaldır kafanı
doğum günün kutlu olsun
üfle kızım mumları…..

UĞUR KÖKSAL