1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1888
Okunma

55 yıldır kahrımı çeken zavallı bacaklarım
Artık beni taşımaz oldu
Gözlerim
Gözlüklerle bile zor görür oldu
Kulaklarım ağustos böceği gibi durmadan ötüyor
Kafamın orasında burasında kalan
Saçlarım değirmenci Ali Osman`ın çırağının saçı gibi bem beyaz oldu
Zaten defolu duran suratım
Patlamış balon gibi buruştu
Parmaklarım alışkanlıkla verilen görevi yerine getirme gayreti içinde
Ama kapanırsa açılmıyor
Açılırsa da kapanmıyor
Dilim bazen kendi adımı bile söylerken dolaşıyor
Akşam yatmayı sabahsa kalkmayı istemiyor
Uyursam ömür bitecek
Uyanırsam da bu yükü taşıyamayacak
Gerçeklerden uzaklaşmak
Hep kolay yolu seçmek istiyor beynim
Dertleri unutmak
Kendini hayallerle avutmak istiyor
Bir çeşmeden avuçlarımla su içmek
Teze pişmiş yufka ekmeğin arasına halis tere yağını çökelikle karıştırıp yemek
Buz gibi akan bir derde çimmek
Lüks geliyor
Komşunun bostanından hıyar aşırmak
Arkadaşıma küsmek
Bazen mahsustan okulu kırmak için yolu şaşırmak
Eskiden rutin işlerken şimdi
Rüzgardan nem kapar oldum
Elmayı soymadan
Fındığı saymadan yiyemiyorum
Ben de biliyorum yolun sonuna doğru yaklaşmakta olduğumu
Kimsenin söylemesine lüzum
Ama kaç yaşında olursanız olun yaşamak güzel
Belki aklınız bırakmayı ,her şeyi olduğu gibi kabullenmeyi
Mantıklı buluyor
Ama gönül asla kabullenmiyor
İşet eyle
Herkese hükmeder belki insan ama gönlüne asla
Ekrem MADENLİ
14/09/2010