ağzı karanfil kokan yaşlı adama,
hazan yani yaşlı zamanların sahibi,
otogar uğultuları avuçlarında,
irili ufaklı aşklara kesilmiş biletlerde ki koşut,
ve diyor ki; ’ sana
geleceğim, gitmelerim izin verdiğinde’

biliyorum şu an o otobüstesin, belki
alnın pencerede, gidiyorsun
ağzı karanfil kokan yaşlı adamdan,
yol ışıklarını gözlerine sürüyorsun,
hani oranj, portakal yani,
mola anonslarına sevdalanıyorsun,
senin için dışarısı serin,
benim içinde öyle,
fermuarını boğazına kadar çekiyorsun.

ağzı karanfil kokan yaşlı adamı düşünüyorsun,
lacivert adamı yani,
şimdiki zamanda oynayan,
lacivert ve portakal rengini seven,
dokunsan ağlayan, dokunmasan...
antika karanlıklara merak salan,
irili ufaklı aşklara kesilmiş bilekleri yani,
yani kan,
lavicertle portakala aykırı olan,
koşut olan,
yani kan,
senin gitmelerinle,
karanfile ağır kayıplar katan...

20.may.07 Selcan Adalı