32
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2684
Okunma

ne güzel salınırdı dalların
rüzgarın ıslığıyla
dans eder gibi
ne güzeldi
o
aranızdaki
doyumsuz ahenk
ve
ne güzeldi
birlikte tuttuğumuz o renk
sen mavi’ye uzanırken
mavi’yi düşlerdim ben
sen bilmezdin
bense söylemezdim
koca gövden
göğe yükselen
azametli dalların
çıkardığın hışırtıyla
uykularımın ninnib si olurdun
dut ağacı
sen benim rüya
ağacım dın
güçlüydün
güçlüydü
çocuksu düşlerim
sınır tanımazdı
hayaller
ve
düşler
bir hamlede
gökten yıldızları koparır
sererdim yere
yada göklere uçar
serilir dim uçsuz buçaksız
bulutların üzerine
ne sırlarımı sakladın sen
biz beraber salınırken
o vakitler
kavakyelleri eserdi ser’de
hüküm sürerdi
gözü kapalı bir cesaret
ve
yoktu ortalıkta böyle
pervassızca dolaşan
o mel’un esaret
dut ağacı
birlikte
boy verdik biz seninle
yüreğime düşen ilk zemherinin
kirpiklerime düşen ilk çiy’in
şahidiydi gölgen
ve
ilk sobelendiğim yerdi
o koca
gövden
hayata merhaba dediğim
o gün
şans’mıydı
şansız’lıkmıydı
bilmeden
toprağa konmuş tu
seninde
fiden
belkide sırf bu yüzden
fazlaca aşinaydık
sen ve ben
benim ağacımdın sen
bilmem hatırlarmısın
bir gün
yeşil renkli kocaman bir böcek
konmuştu
yapraklarından birine
hani
kocamanda bir torbası vardı
korkmuştum
sanmıştım
sana zarar verecek
seni
yiyip bitirecek
bilemezdim
ipek böceği
dut ağacsız olamazdı
ve aradaki
ince bir
aşk’tı
şimdi yerinde yoksun
nerde o tatlı meyven
nerde güç veren
o koca
gövden
nerde ipek böceğin
nerde
vazgeçilmez aşk’ın(m)
nerde hayallerim
nerdesin
nerdeyim
sende hatırlarmısın beni
seni hatırladığım gibi
özlermisin sende
beni
hoyrat bir rüzgardı esen
hoyrat bir el’di
seni kesen
amansız
hoyrat bir rüzgardı
bizi yerimiz den eden
dut ağacı
arasıra sen de
beni hatırlayıver
anılar’a arada sıra da
şöyle
bir dokunuver
31.08.2010
ferhan erdoğan
5.0
100% (19)