10
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1184
Okunma
Geçen ne olduysa Hüzün’le tartıştık
olmadık kırıcı kelimeler bulaştı dilimize
olmadık sözler açtı aramızı.
Sonra istemeden de olsa biraz sert çıkıştım
dedim ki; sen ağabeyin gibi
yüzüme gözüme çalışmıyorsun
zira, kırılan bir vazo duruyor kaldırımda öylece
tekrar birleştirmeye kalkma sakın parçalarını
eskisi gibi sağlam durmayacağını bile bile...
Kaç yıl oldu tanışalı seninle
bir yıl veya iki yıl, ne fark eder
anlayamadıktan sonra bir birimizi.
Ki sen hala, dün olduğu gibi bugün de
bi sevgi sözcüğünde fırtınalar koparıyorsun
aşk olsun sana aşk olsun.
Biliyormusun ?
bir de şu huyunu hiç sevmiyorum
her şeyi kabullenmek gibi...
bir de kelimelerin arkasına sığınmanı
kelimelerin...
Bak üzüldüm şimdi Ahmet’e
geçen benim yüzümden bir araba dayak yemişti.
Bizimkisi de az biraz ahmaklıktı ya hadi neyse...
ben gidiyorum ve mümkünse bir süre görüşmeyelim.
Biraz yürüdükten sonra arkamdan seslenerek Yaşar Yaşar
bende sevindim gitme diyecek diye !
nerden bileyim bana
abime görünmeden geç mahalleden diyeceğini,
neymiş yine dayak yememden korkuyormuş.
Hadi ordan be, ben ne zaman dayak yemişim...
Ah ulan ah !
bir senden çektim birde o senin pos bıyıklı abinden
şu ekonomik krizi saymasak eğer
tamam tamam dikkat ederim...
bir saat sonra kahvede:
Ah ulan şu yüreğim neden yanıyor şimdi
hala anlamış değilim
daha kaç saat oldu ki ayrılalı.
Ahmet: seviyorsun arkadaşım seviyorsun
onsuz edemeyişin ondan olsa gerek.
Öyle valla, hemde ölümüne seviyorum...
Ahmet; Yaşar gidelim mi ?
Hüzün’ü görmeye.
Ne o, hastanelik olmak iyi geldi galiba.
Ahmet; yok be oğlum, hani hastane de mavi gözlü bir hemşire vardı ya
Evet vardı ne olmuş yani.
Ahmet; işte ona aşık mı oldum ne acayip bi görme isteğim var
gidelim ve şu adamları yine bi güzel benzetelim...
Yani diyorsun ki gidelim yine hastanelik olalım öyle mi ?
Ahmet; evet, ama ben de senin yüzünden
bunca zaman az dayak yemedim be oğlum.
Haklısın ne diyeyim.
ama korkarım ki ömrümüz hastane köşelerinden geçecek...
Ahmet; öyle valla, şu iğneler de olmasa hani
kocaman kocaman...
Tamam arkadaşım hadi gidelim, savulun ulan!!
Allah’ını seven tutmasın bizi.
Dört saat sonrası :
Ahmet; lan bu ne pis bi koku böyle
yaşar arkadaşım açsana gözlerini aç...
Yaşar ; Ne var abicim ne var be
bi bırakmadın biraz kestirelim şuracıkta ?
Ahmet; oğlum bizi çöğlüğe atmışlar bu sefer çöplüğe
Yaşar; Hadi be, ne yani
yediğimiz onca dayak boşunamıydı şimdi ?
Ahmet; galiba öyle...
Yaşar; neyse tadını çıkar dostum
olan olmuş artık...
üzülme be Ahmet, bizde bu akıl olduktan sonra
elbet birgün yine hastanelik oluruz...
5.0
100% (10)