4
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1459
Okunma
ADEM’DEN MİRASTIR AŞK/1
Cennet elmasından bir lokma alıp
Uçsuz bucaksız bir hayâle dalıp
Gözler açılınca, bitince rüya
Sonsuzluk yolunda kalınca yaya
Dünya denen handa ceza çekerek
Gözlere ebedi, tohum ekerek
Ademin kalbinden vurulması,aşk
Havva’nın Adem’e sarılması, aşk
Adem’in dünyaya mirasıdır aşk
Dünyanın evrene kirasıdır aşk
Küçücük yaşlarda kalıp kuyuda
Tüm dünya habersiz derin uykuda
Çünkü kardeşleri kıskanır onu
Mısır’a sultanlık masalın sonu
Herkes nur yüzüne hayranca bakar
Züleyha’nın aşkı, kalpleri yakar
Sabır sabır deyip yıllarca bekler
Yusuf’un gözünü gönlüne ekler
Gün gelir Züleyha kavuşur aşka
Yusuf için artık dünya bir başka
Böyle senelerce beklemektir aşk
Gönlüne dertleri eklemektir aşk
Züleyha’nın gözüne yaş olmaktır aşk
Yusuf’un bağrına taş olmaktır aşk
Mübarek anadan dünyaya gelip
Kederi, elemi yaşayıp bilp
Bu kutlu yollarda engel bilmeden
Aşkını dağıtmak henüz ölmeden
Gerilmeyi, göze alır çarmıha
Sevmek tek amaçtır değmez günaha
İsa’nın göklere çıkmasıdır aşk
Gönlünü sevdaya yakmasıdır aşk
Bütün millet dedi ona avare
Derdi aşktır onun istemez çare
Bir gece yarısı yıldız kayerken
Yaşanan acıyı takvim sayarken
Dağlara düşerek aradı suyu
Şirin yüreğinde derin bir kuyu
Yaşanan her anda aşka ağlayan
Yorgun kalbini kırk yerden dağlayan
Ferhat’ın, dağları delmesidir aşk
Şirinin hasretten ölmesdir aşk
Dünyada kavuşmak nasip olmamış
Diktikleri ağaç asla solmamış
Acılar, hüzünler onun peşinde
İnsanlar habersiz kendi işinde
Leyla taşlanarak yumunca gözü
Mecnun’un kalmadı dünyaya sözü
Kayıp bir şehirde çölde bir mezar
Mecnun’un sevdası bu taşta yazar
Kayıp çöl Mecnun’un mekanı olur
Yaşlanır burada huzuru bulur
Mecnun gibi çölde yaşlanmaktır aşk
Leyla’yla aşk için taşlanmaktır aşk
Yaşı küçük ama yüreği büyük
Sevdası İstanbul omzunda bu yük
Hadis der; alacak Türk bu ocağı
Fatih el kaldırıp, aldı sancağı
Ya bismillâl dedi başladı savaş
Yiğitler istemez ne su ne de aş
İstanbul’u alıp, huzuru buldu
Tüm Türk aleminin gözleri doldu
Fatih’İn sevdası İstanbul oldu
Tarih kitapları Fatih’i buldu
Türkler İstanbul’un yalnız talibi
Aşk dediğin Fatih sevdası gibi;
Gözünü kırpmadan ölebilmektir
Ölürken dahi hep gülebilmektir
Çünkü her aşk birgün ölümle biter
Ayrılık kuşları gün gelir öter
Büyük yangınları söndürmektir aşk
Nehirleri tersine döndürmektir aşk
Solmuş br çiceği sulamaktır aşk
Gözlerini kana bulamaktır aşk
Koşarak sonunda yorulmaktır aşk
Azrail’e birgün sorulmaktır aşk
Gözünü bir göze ulamaktır aşk
Günahı boynuna dolamaktır aşk
Göklerden damlayan yağmurun adı
En çok istediğin yemeğin tadı
Yalnız kaldığında geçmeyen zaman
Yare kavuştuğun akıp giden an
Mekan gözetmeden yaşamaktır aşk
Sevdanın yükünü taşımaktır aşk
Bir kuş gibi gökte süzülmektir aşk
Ayrı kaldığın an üzülmektir aşk
Başladığın an deliliktir aşk
Yanınca alevde veliliktir aşk
Gözlerin anlamlı bakışıdır aşk
Gözlerin yüreği yakışıdır aşk
Yaşayan aşıklar ayrı kalamaz
Bazı aşklar vardır anlatılamaz
Çünkü;
Ölümsüz aşkların, tarifi çoktur
Yaşadığın aşktan başka aşk yoktur
Erol KONUR