Özgürlük türküleri söyledim
Düşlerimin diliyle uzaklara,
Ben tutsak mıyım?Dedim
Sordum, yıllarca sordum yıldızlara,
Bir açmazlar ülkesinin dar sokaklarında
Kalbi ılık mı?Yoksa halkın diliyle kılıbık mı?

Gökçek yazımın güncelerinde
Hayallerim vardı kelepçesiz:
Koyamadım Kuran’ımın rahlesini
Koyamadım, koltuğumun koltuk altlarına,
Açamadım dolap kapaklarını
Parmak izi bırakmadan,
Tarayamadım dikilen saçlarımı
Aynalara su sıçratmadan.

Özgürlük Türküleri söyledim
Düşlerimin diliyle uzaklara,
Ben tutsak mıyım?Dedim
Sordum, yıllarca sordum yıldızlara,
Bir açmazlar ülkesinin dar sokaklarında
Kalbi ılık mı?Yoksa halkın diliyle kılıbık mı?

Özgürlük denizinde yüzerim dedim
Emekliler ülkesinde doyunca,
Nice marşlar öğrendim
Haykırmak için uzaklara:
Heyhat! Şairin dediği:
“Yıllar yârlardan, yârlar yıllardan vefasız”
Koyamadım çalışma masamı
Koyamadım odamın sağ köşesine,
Basamadım canımın çektiğince
Hayatın kumanda düğmesine...
Ben tutsak mıyım? Dedim yıldızıma
Sordum binlerce kez alnımın yazısına,
Nice ağır suçlar işledim
Gelirken bu dünyaya?
Daha ne kadar var zincirlerimi kırmaya?

Yeniden ezberledim özgürlük Türkülerini
Haykırmak için sonsuzluğa:
Ölümüm zaferim olacak,
Törenler kurulacak,
Dünya zindanının kapılarına
Kelepçelerim takılacak kilit yerine
Konvoyla gideceğim hop arabasında,
Mutluluk ülkesinden dinleyin beni dostlar
Türkülerin gür sesinde,
Mevlâm şahadet verir inşallah
Özgürlüğe son nefesimde...

H.İbrahim Sakarya