2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1488
Okunma
Beni aşkın öksüz kaldığı yerde aramayın,
Ruhların sessizce nefeslere karıştığı viranedeyim.
Yüz yıllık odaların duvarlarına çizilmiştir resmim,
Yalanın hasretle buluştuğu yerde duramam...
Acıların son durağıdır mekanım;
Duyulmamış, görülmemiş yerlerin sığınağıyım ben,
Kuralsız hayatların son ışığıyım,
Gerçeği aydınlatmadan gidemem...
Say ki; çaresiz çığlıklar içinde kurumuş
Mor bir menekşeyim,
Hayal kırıklıklarının baş tacıyım,
Ertelenen gelişler ve sonu olmayan yolculuklarda
Kederin kucağına atılmış,
Gözleri bağlı bir masumiyetim,
İyiliğe kötülükle cevap veremem...
Nasıl ele geçirilir,
Nasıl idare edililir alın yazısı,
Kızıl ötesi cennetlerin yolu neresi,
Bilmiyorum!..
Gözlerim görmeden rehberlik edemem...
Güven nasıl tazelenir,
Nasıl kurutulur şehrin geceye akan gözyaşları;
Umutların kanaması nasıl durdurulur,
Yaralar derinleşmeden nasıl merhem olunur,
Bilmiyorum!..
Bilgisizliğimi gizleyemem, kimseye yalan söyleyemem...
Bugün aklım sustu, ruhum bedenimi terk etti,
Yanımdan geçenler ve benden gidenler oldu.
Bir hiç miyim şimdi ben,
Var mıyım, yok muyum?
Bilmiyorum!..
Rukiye Çelik /ANKARA
30 Haziran 2010
5.0
100% (1)