1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1284
Okunma
affettiğini bileyim
yeter ki geç suçumdan
huzurla năra düşeyim kokunu duymak isterdim
doğumun sonrası annemden gayrı
suçlusun geç kaldın Suna
kişiye yaşamda en kolay eylem
sevdiğinin suçundan geçmek galiba
oysa düşmemiştin daha rahime
yine de affediyorum sakın üzülme
sesini duymak isterdim
ölümün öncesinde imamdan gayrı
suçlusun geç kaldın Suna
kişiye yaşamda en kolay eylem
konuşmak değil de yazmak galiba
bekledim girmeden daha kefene
imkansızdı biliyorum sakın üzülme
.
.
.
yaşlandım biliyorum Suna
ne kadar kolaydı suçundan geçmek
seni düşünmek düşümde görmek
söz öncesi mi ses sonrası mı ben hala bekliyorum
hazanda gelir mi na(ă)r-ın zamanı
.
.
.
insan tutamayacağı sözü ne diye verir
ölse ve o gün geldiğinde geriye dönse
sevdiklerine nasıl görünür
dokunacağı hatta görüneceği dahi muamma
bırakalım Suna yüreğimizde kalsın verilen sözler
sende geç ne olur benim suçumdan
ne ses ver ne bekle yeter ki beni unutma
.
.
.
ne dese haklı
Suna yanıtsız belli ki küstü
tartışılması gereksiz bir kuraldır bilinir
insan tutamayacağı sözü ne diye verir
gelse ve sözümü tutamıyorum diye
patlatsa tokatını Allah aşkına
gelmez ki
düşürerek dilinden en acı kelimeleri
sözlerinle döv beni
desem de konuşmaz ki
Suna küstü
mucibi sebebi sözüm
geleceği görebilseydim
sayabilseydim takvimin yapraklarını
o gün geleceğime dair söz vermeseydim
ne desen haklısın Suna’m
bu nedenle sesini duymak istesem de konuşma
o güne kadar yaşamak gerçekten çok zor
ölüm yakın olsa da sizlerden kaçmam
İST. 13. 06. 10 / 03. 50