9
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
2086
Okunma

Sabrı hırçın bir sokak kedisine emanet etmiş evliya,
Sükut, kaldırım taşları kadar hırpalanmış bir serseri.
Kızıl bir bedduayla sarmalanmış bulutlar, yağıyorsun.
Keskin çığlıkların ardından, dilsiz bir rüyadan seslendin
Açlıktan gözleri kararmışçasına fukara masallardan,
Çürümeye yüz tutmuş efsunlu destanlardan, kaçıyorsun.
Zamanlardan, bir Akdeniz rüzgarında asılıyız, ikimiz,
Üzerinde kefen beyazı masumiyetin, soyunuyorsun.
Ömrünce duymadığın bir yalana yaslanmış, ağlıyorsun.
Mevlana’dan hıçkırıkları çalıyor Neyzen, sokaklar tenha
Oysa yüzsüz kalabalıklar içindeyiz, dargınız, hem de ikimiz,
Kana kana içilen ırmaklar yok, şeker kamışından evler,
Gölgesinden demli hayaller çalınmış ağaçların, güneş yok.
Zamanlardan, hoyrat bir kıyamette terk edilmişiz, hepimiz
Ellerinle kazıdığın ihtiyar rüyalardan vazgeçtin, büyüyorsun.
T.S.
5.0
100% (9)