11
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
2172
Okunma
denize kıyısı varsa gözlerinizin
muhtemelen yosun rengi ıslaktır kirpikleriniz
ve iyot kokar nefesiniz
deniz kokan bir adamın avuclarına sığdırmışsanız yüzünüzü
hırçın bir med-cezir a ş k
sığ sahillerden derin sulara çarpan
ve hiç bir dalga kıran engel olamaz bu gel git’e
dolunay etkisi ruhunuzu sarmışsa
ay ne zaman göğün göğsünde uyursa
o zaman yüzünüzde tebessümdür yakamoz
ayırt etmek zordur mehtapla
ki, ay gecelerin hırsızı
denizin sinesinden yakamoz çalan
hatırlar mısınız? bilmem!
kağıttan gemiler yapardık küçükken
bir çoğunu,
yağmur sonrasında
toprak kokulu
mazgal üstü su birikintilerinde terkettim
içimizde bir yerlerde hala saklansa da çocukluğumuz
büyüdük!
çalmadı gönül kapılarını
gönderilen hiç bir kağıt geminin düdüğü
öğrendik ki,
liman olmaktı zor olan
taş yığını gibi soğudukça yürekler
öylece durup bekledik,
öylece
sessiz.
ve...
liman oldum büyüdükçe,
öykünmedim,
martılarım var şimdi benim
bir de onlara ekmek atanlar
çığlık çığlık hayatı kapışırlar, hep
mavi bakan her günün sabahında
ve ne zaman açıktan bir gemi geçse şimdi
kulak kesilir sessizliğim
bir denizci yüreğinde geçer ismim
daralır zaman,
gece sancılı
gün doğumlarında vuslat sevinci
martılarım var benim
bir de ekmek atanlar
mavi bakan her günün sabahında
Gülay Bulut
otuzbirmayısikibinon
5.0
100% (10)