13
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1236
Okunma

GECE ve SESLER-3
Yırtılmış bir avaz düştü gecenin koynuna
Yine birini indirdi zalim, günahı boynuna
Bu şehir kanıksadı bunu ne yazık
Gün geçmiyor minareden yükselmesin sala
Adına kurbanım her an duymak isterim de
Rabbim nereye koşuyoruz, var mı bir bilen
Neden öldüğünü bile bilmiyor ölen
Buraya gelirken kalabalık hesaplarım yoktu
Sonradan gördüklerin beni strese soktu
Haydutluğunda bir felsefesi vardı eskiden
Fazlalar gasp edilir yoksula verilirdi
İnsan yaşamınaysa özen gösterilirdi
Devrin zinciri kopmuş artık tutmuyor fren
Patlatılan taksinin üstünden geçmiş tren
Şehir ne hoş; seslerin ve renklerin cümbüşü
Süsünün altında saklanır oysa çürümüşü
Ara sıra canhıraş bir feryat olup çıkıyor
Sonra; sonrası yok yine aynı terane
Evlerinde asalet, sokakları kerhane
Keşke söylemeseydim, dilim kopsaydı ama
Gerçekleri gizleme demezler mi adama
Bu şehir dedikodu, çiğnenenler ölü eti
Ayakta olanlarsa ölümün silueti
Fabrikalar çalışır, uçaklar kalkar iner
Zannedersin yaşıyor, var hayat belirtisi
Oysa neye yarar arkadaş hayvani bir devinim
Neye yarar muhtaçları korumayan bir hayat
Alalanırken her gün sayısız nice feryat
Bu gece sivrildi dilim minare ucu gibi
Çünkü artık gelmekte tahammülümün dibi
Sessizce kabuğuma gömülmeyi istemiyorum
Öleceksem gerçekleri haykırarak ölürüm
Varsın sağır vicdanlar yine duymasın beni
Bu şehrin sokakları olsa da kabir gibi dar
Elbette kabirden ötesini duyan birisi de var
İhsan POLAT 01.06.2010 İspir
5.0
100% (5)