5
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1789
Okunma

Bundan sekiz, on sene önce;
Güneşin ayaklar altında izi kalırken,
Denizin saltanatı gibiydi.
Yüreğinde isyanlar vardı,
Büyük umutlar bağladığı
Hayat.
Ondan çok şey alacaktı.
Ne olursa olsun,
O seviyordu,
Karşılıksızdı onun sevgisi,
Üzülse, ağlasa,
Tek derdi mutlu olmaktı.
Karı, koca ilişkisi anlamak
Ve anlaşılmaktı.
Çok çabaladı,
Kader ağlarını örmüştü bir kere
Ömür yastığında.
Mutluluk acılardan kaçarken,
O yaşıyordu,
Dünyadayken,
Yanıyordu cehennem de.
Her saniyesi azaptı,
Bitmeyen savaştı,
Despotun Zulmü varken,
Vurulmuştu sahteliğin ortasından!
Avcıdan kaçan av misali,
Korkulu rüyanın gizemini yaşarken,
Beklenmeyen vurgun yemişti,
Ezilmişliğin,
İki çocukla bulamadığı adı
Dikenli yoldu…
Kurt önüne katılmış kuzu misali.
Yükselmişken hoyratlar,
Kesiyordu usunu kuşkular,
Ruhunun dağları parçalanırken,
Her adımda kopuyordu bir bir.
Yarım kalan perdenin aralığında,
Nokta oluyordu,
Yanan ışıklar yüreğinde sönmüş,
Uzun yolu katletmiş,
Buzdağı gibi donuyordu.
Geçmişi siyah beyaz film şeridi,
Gözlerinden akıp gidiyordu.
Onun adı kadın….
Kadının adı konmadan gidiyordu…
ZerreM
Osman TÜRKASLAN
27.05.2010
5.0
100% (8)