20
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
3613
Okunma

Olay 1980’li yıllarda Mersin’in Erdemli ilçesine bağlı Fakılı köyünde yaşanmıştır.
Acaba kimden aldı Mehmet Hoca akılı?
Erdemli ilçemizin, güzel köyü Fakılı;
Bu köyde imam idi muhterem Mehmet Gölşen;
Muhabbeti doyumsuz, samimi, mizacı şen!
Köy halkı çok severdi bu neşeli imamı;
İmama itimatta insanların tamamı!
“Küçük Ceylan” kaseti meşhurdu o zamanlar;
Ceylan’ı dinlemeye bayılırdı insanlar…
Elbette ilacıdır, müzik kederin, gamın;
Evinde “Küçük Ceylan” çalınırdı imamın…
Bir gün evde yalnızken aşka gelmişti imam;
O mükemmel sesiyle, üstelik makamı tam;
Kayıtladı ezanı, kasetin en başına;
Ezanı da dinletti, yakın arkadaşına!
Arkadaşı dedi ki, “Bu kaseti kapalım;
Yarın sabah ezanı, banttan yayın yapalım! ”
“Neden olmasın” dedi Mehmet Hoca gülerek;
“Çok da güzel okudum, makamını bilerek! ”
Tam da imsak vaktinde bizim imam uyandı;
Teybe güzelce koydu, ezan kayıtlı bandı!
Oğlu Küçük Ömer’i çağırarak yanına,
O sırada başladı, bant sabah ezanına!
Oğlunu tembihledi; anlattı ince ince,
“Şu düğmeye basarsın, ezan sona erince”
Banttan yayın sürerken, imam bey taharette
Ezan bitmek üzere, iş uzar tuvalette!
İmamın oğlu Ömer, henüz üç- beş yaşında,
Üstelik de uyumuş, çocuk teybin başında!
Ezan kaydı bitince, “Küçük Ceylan” çalmaya;
Minareden arabesk, başlar korku salmaya!
Durumu anlar imam, lakin hemen varamaz,
Olan olmuş bir kere, çaba işe yaramaz!
Sürer müzik yayını, üç dakika boyunca,
Köylü camiye koşar bu sesleri duyunca…
Kalabalık gelince, imamın benzi solar,
O sabah namazında saflar mü’minle dolar!
Namaz biter, insanlar ima ile bakınır,
İmam fazla aldırmaz, mağrur tavır takınır!
Hemen kılıfı bulur yaptığı kabahate,
Hem de yüksek perdeden, yüklenir cemaate;
“İşinize gelince, her şeyi bilirsiniz;
Ezan ile gelmez de, şarkıyla gelirsiniz! ”
Halil Gülşen
EZANA CEVAP
Halil’im diyerek çıktı ortaya,
Beni takmış balık gibi oltaya,
Bir bakarmın şu yediği haltaya,
İmam diye Fakılı’ dan bahsetmiş.
Güvere’ de okur idi okulda,
İmamdan esinti kalmış akılda,
Ceylan diye sen dayına takıl da,
Ezanı Halil’ im türkü zannetmiş…
Okudu yanımda büküktü boynu,
Evladım sayardım Ömer’le aynı,
Ne zaman dayının ayağı kaydı,
Dayıya Halil’im bir çelme takmış !
Sözüm meclisedir doğruyu oku…
Ayırt etmelisin karayla akı,
Kalır mı Alim in cahilden farkı ?
Halil’im nüktede bunu kastetmiş…
Namert değil, mert olmalı hayatta,
Yarın saf saf diziliriz sıratta,
Vebal büyük vermesi zor ahrette,
O imtihan hepimize büyük iş…
Emekli Fakılı İmamı Mehmet GÜLŞEN.
(Mahkumi)
5.0
100% (14)