bir göktaşı misali düşmesini o kadar isterdim ki
düşecek her neyse döşüme...
şöyle sarsıla sarsıla hissettirse kendini bende
ve ben de hançeremi yırtarcasına haykırsam,
desem ki; “hoş geldin aşk!!!”
ve ses değse sesime, “hoş bulduk” dese, masmavi.
yürekten yüreğe aşk gider
sedası dilde olan yar..!
nasıl gelmez, nasıl ışımaz?
nasıl şölene durmaz yıldızlar?
nasıl ateş sunmaz yüreklerimize güneş?
ay nasıl sarmalamaz yüreklerimizi?
nasıl düşmez avuçlarımıza
yıldızlardan zılgıt zılgıt çiçek kıvılcımları?
nasıl kokmaz sen gibi rüzgar..?
gözlerinin uydusuyum aşk güzergahında yar.
hüzün erisin koyaklarında sevgimizin
huzur doğsun gözlerinden güneşin
yükle omuzlarıma ayak seslerini ayrılıkların
ben onları uçurumlara sunarım birer birer
seni alırım koynuma
saçlarına dolanırım alev alev
teninden alırım titrekliğimi
aç bana yüreğini sevgili
şavkıyan ayı karşılamak istiyorum
istiyorum ki erisin baharında yüreklerimizin aşk
ve coşsun gönüllerde.
bitmesin ayak izlerinde ayrık otları
Yağmur damlasın dudaklarına
Tenime düşsün dudaklarından alevler.

…
ve sen rüzgar ol gelinciklerine gönül bahçemin.




k.t.