0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
814
Okunma

Jilet yarası acıtmaz canımı, dilimdeki sır kadar.
Kalbim aklıma savaş açtı, iradesizim şu aralar
Heyecanımı eski bir sandık içine sıkıştırsam,
Açtığımda yüzüme çarpar, benden artan dalgalar
Ben karabulut üstünde yolcu olsaydım, gök savaşçısı
Sen hatrıma değerdin yine, anılarda zümrüt pırıltısı
Korkularımı zarfın içine koyup adressiz yollasam
Yine bana döner bilirim, korkularımın aynı yaşlı hastası
Çiçekleri sulama! bırak kurusunlar pencere önünde!
Onlar belki de alacaklı güneşin gözünde
Sel içine dök beni, çiçeklerimle beraber
Ölecekler, solarak can verecekler günün birinde
Yalnızlığın rengi yok, su gibi, taşar sadece, bilirsin!
Sen gökkuşağından çaldığım en kıymetli rengin ismisin
Eğer sana bir gün benimle kal dersem
Biliyorum, beni benden alıp, arkana bakmadan gidersin
Cenazesi kalktı umutlarımın uzun zaman önce
Ayaklarına pranga vuracağım bana tekrar dönünce
Gündüz kuşları geceden ürküp kanat çırptılar
Karanlık gözlerimin içindeki tılsım aniden sönünce
Yalan sarmış adalarımın etrafını nefes alamıyorum
Göz kapaklarım yaşlı, göz yaşlarımı tutamıyorum
Aşkla aram bozuldu buhrana boğulurken hislerim
Uçarken gökyüzünde sağanak yağmur içiyorum..
İsmail Şanlı