8
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1691
Okunma

Eylül’de bir İstanbul üşür
Üzerine bir portmanto geçirilir,
Yavrusu esrik görünür.
Güverteden el sallar uçuşan martılar
Ben bakarım sulara,
Yüzdükçe bir doğum olur, martı kanatlarıyla.
çehresi bir şahmeran, sanki bekler beni
şehrin yüzü, gözü al,
Kana kana içer belki
Kozasında sakladığı bir İstanbul şiiri gibi
isimsiz beşiklerde sallayıp, büyütür bizi.
Kaç kez yazmıştır İstanbul adına,
Kaç kez duyulmuştur aynı tonda ney sesi?
sahilde balık, ekmek
Bir de annemin ılık öğütleri
Dağ gibi bir aşkı içtim şarap yerine
Yanımda oturuyor Yeditepe
Bir fethin gururu okşuyor soğuk tenimi
Bir de yazılan mesnevilerin hicranı yapışıyor gamzelerime,
istanbul’ suz aşk ne mümkün?
Demli, bir bardak Boğaziçi avutur beni sensizliğimle
Mavi gözlü bir deniz yakışıyor ayrılıklara
Şık duruyor gecesi,
Kız Kulesi ana rahminden çıkarcasına
Gramofonlara eşlik ediyor her bir namesi
İskeleti yaslıyor başını,
Tüm terki diyar eyleyen gölgelerin
Yeditepe, nikotin veriyor tüm şairlerin sapladığı bıçağa
Bir dokunduysan bu şehre,
ruhun kalıyor, şarkılar,şiirler kalıyor
Bir tarih kalıyor arkanda
5.0
100% (6)