0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2015
Okunma
Yamaçta bekleyen elma ağacı
Senin de dalların bükülür elbet
Bilirim, yalnızlık ne kadar acı
Yine de çaresiz, çekilir elbet...
Pek ufaksın daha, meyven yok henüz
Dalların kısacık, gövden ince, düz
Başın çiçek açmış, hele gelsin güz
Yaprağın sararıp, dökülür elbet...
Dilekle takarlar dalına ipi
Yuvanda kuş bekler, kovukta kirpi.
Çevrende koparken fırtına, tipi
Umarsız haline bakılır elbet...
Çok piknik yapılır geniş gölgende
Benzerin bulunmaz, teksin bölgende
Oksijen saldığın güzel ülkende
Kolların kırılır, yakılır elbet...
Gövden yara-bere, her yanın yama
Düşersin tasaya, düşersin gama
Zamanla pabucun atılır dama
Yanına genç fidan dikilir elbet...
Dertlerin budakta, sanki bir çıban
Bilinmez değerin, görünmez çaban
Yağmurlu bir günde, garip bir çoban
Usulca yanına sokulur elbet...
Yıllar tükendikçe çoğalır yükün
Rahatlamak için yükünü dökün
Yıpranmış, kurumuş, o yorgun kökün
Sonunda yerinden sökülür elbet...
Hikmet Nazlı