18
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
2003
Okunma

Dürüst olamamıştı hiçbir zaman
Kalbinde koca bir buğzla gezerken..
Bütün baştan çıkarıcı hinliğiyle
Bu hayalî şehrin sokaklarında
Kirli elleriyle dolaşan bir insandı sadece...
Bu ne aşağılık bir düştü bilmiyorum. .
Kalbini kanla değiştirenler gibi,
Çocuklar uyurken,
Ve büyükler uluyorken
Elleriyle teslim etti erkeğini…
Hâlbuki kaç kez dinlemişti dudaklarımdan
Kaç kez aşklarını gökyüzünde bırakma demiştim.
Kaç kez benim siyah giysilerim var,
Vazgeçme demiştim…
Azarlarcasına yaramaz bir çocuğu
Bakmıştı gözlerime…
Derler ki; Bir aşığın kalbinden başka
Vurulacak yeri yoktur...
Bir mumya diriltmek adına
Ve hakikat tehlikeye düşmesin diye
Defterime bir not daha düştüm bu gün…
Ancak;
İşte o eski notlara bakarak,
Kalbimi dinlemiştim
Birkaç zaman önce ben!
Tanıyormuşum, İyi biliyormuşum
Anlıyor musun?
Sevmenin bir yolu da
Ölümü ayakta karşılamaktan geçer
Vazgeç artık
Savaşın suçunu üstlenecek bir atlı aramaktan..
Biliyoruz ki kirlisin..
Biliyoruz ki ayakta ölemeyeceksin…
Ferman buyurdular! ...
Açın ışığı ve dinleyin geceyi..
Ve tarih mutsuz bir orospunun ağzıyla dedi ki;
“Savaş bittikten sonra yenilmemek için,
Soytarıları çekin meydandan ”
Öyle yaptım..
Soytarıları defettim meydandan
Oysa
Üstünde kırmızı bir donla
Ve Babilin taş duvarları kadar bir şehvetle
Yılan gibi kıvranmıştı kollarımda
Gönlümüze sunulan
Bitti şükür ki; Soytarı gülümsemeler
Hiç bir cinayet alkış almayacaktır belki ama
Bu kirli oyun sıyırdı artık
Kılıncımı kınından…
Müsterihim ama!
Kalbim, mutmain tercihlerimden
Aldatmaktan, kinden nefretten uzak
Çarpık bacaklı boş bir gurur bile olsa benimkisi
Ve biliyorum ki artık,
Mürekkebin şiire dönüştüğü yerdir yaşamak…
Metin BEKTAŞ
5.0
100% (8)