0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1045
Okunma
Sesleri birbirine karışan martılar.
Çılgınca kumsalla sevişip,
sesler çıkaran dalgalar.
Elinde köpek öldüren,
içkisi ile
hayatı yok sayan sarhoşlar.
Bir yanda
bir dilim ekmeğe muhtaç
ağlamaklı çocuklar,
diğer yanda ise
kadehine eskimiş şarabı koyup
Tokuşturanlar…
Devrime uğramış sevgi kavramları,
Yok belki de bundan sonra
hiç bir anlamı.
Sevgiyi kutsal sayıp
önünde eğilenler,
denize dökülüyorlar birer birer.
Küflü sayfalara yazılıp,
rafa atılan aşk masalları.
Dört duvara asılmış,
resim ile dondurulmuş sevdaları.
Nerede kaldı?
önünde eğilecek sevgiler,
Kıblemi belirlemek isteyen
BEN…
Buz oldu bedenlerimiz,
mezar taşı gibi.
Yosunlaşmış aşklarımız,
suyun vurduğu taş misali.
Arar olduk,
içimize hapsettiğimiz sevgiyi.
Bekliyoruz!
bir Süleyman koparsın artık zincirleri.
gelmiyor, belkide gelmiyecek
Oysa şu an
saatin akrebi
Ölüm*ü gösteriyor…
Kerem Kayar