5
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
2768
Okunma

Bu sabah İstanbul Süleymaniye camiinde namaz kıldırıyordun
Müminler gaflet uykusundaydı, gelemediler
Cadde ye çıktığında ağır adımlarla ne güzel yürüyordun
Hızla bir yere yetişmekte olanlar seni göremediler
Sokak köşelerindeki kimsesiz çocuklar seni tanımıyorlardı
Tek tek saçlarını okşayan elin kime ait olduğunu bilemediler
İstanbul’a yağmur bugün daha ıslak, daha yoğun yağdı
Ömrüne şahit bulut, hüznüne ağlamaktaydı
Güneşin ışıklarıyla daha da kalabalıklaştı sokaklar
Neredeyse tanıyamayacaktın inananları
Sözlerinde yoktu Allahın selamı, kelamı
Yanı başından geçiyordu, yalnızca ayakları
Öğle vakti camilerden Eyüp’e geldin
Avluda dolaşan güvercinler sana doğru uçtular
Müslümanlarınsa gözlerinde dünya perdesi
Hallerini soran bir sultanı öpüp de koklayamadılar
yürekleri rukuda gözleri kıblede ne de güzeldi cemaat
ruhu huzura ermişti, geçinsede kıt kanaat
ellerinde tesbih hamd ile Allah’a
şükür dedin beni hatırlayanlar da var hala!
güneş ferini yitiriyordu yavaştan
ikindiye geliyordu vakitlerden ezan
acıyla burkuldu yine yüreğin
güne yeni uyanan insanların ardından
çağırdı imamımız Sultan Ahmet camine
gel ey mümin, yetiş ey mümine!
akşamın karanlığında sokaklar nurdan bi haber
"uyan!" dedin "ey ümmetim!" geçiyor günler
gittiğin yollar bile kalkardı, çağırsaydın namaza,
yol olsaydım diyor, sorsam bir aşığa.
ezildi, iki büklüm beli, gitmiyor hülasa
Ya Rabbi rahmetin yağmurları bu kulada yağsa...
adımlarını ağır ağır atarken zaman
Resulu Ekrem yatsı namazını kılmakta
bak en arkadayım bende safta
hasret ile Allah’a, yürekler ayakta.
selam olsun bastığı yol olsaydım diyen aşıklara,
rahmet yağmurlarıyla karıştı birkaç damla
ya rabbi! şefaat eyle mümin kullara,
hz.Muhammed(s.a.v.) hürmetine bizleri bağışla.
5.0
100% (3)