7
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1485
Okunma

Kalemin götürdüğü yere gidelim sualsiz
Kelamın hayat bulduğu yere
Yanımıza birbirimizi almadan yürüyelim
Kendimiz olmadan yol alalım
Yol alsın bizi bizden
Bu yurdun yabancısıyım ben
Yol bilmem yordam bilmem
Bir gönül hamalıyım
Aşk damlar heybemden
Aşktan utanırım tut ellerimden
Kaç şehir geçeceğiz kaç zaman yürüyeceğiz
Sen bilirsin, bilir yüreğin
Öğret bana çokca bekledim seni
Sen bilirsin beklendiğini, bilir yüreğin
Epey vakit oldu yola çıktığım
Henüz doğmamıştı gün gözlerimden
Kör yürüdüm gecelerce
Sonbahar düşleri öptü alnımdan
Dün düştü sol yanımdan
Zaman dedim önce
Ah şu zaman
Var zannettiğimiz an
Açıldı gözümden perde
Ham hayal zaman
Ne geçer ne de gelirmiş AN
Körpe ellerim titredi secdede
Alnım değdiğinde ağlıyordu seccade
Arz sallandı,yalpaladı gece
Çöktü yedi şiddetinde tarumar oldu
Dünya denen üç beş kuru eğlence
Durdum
Seyrettim kendimi ikilik penceresinden
Soyundum şeytanın bin bir türlü şerrinden
Ateşle arındım şirk dehşetinden
Vuruldum, hesaba çekilen bedenimden
Duruldum
Çocuktum çocuktum çocuktum
Masum muydum gerçekten
Ne zaman büyüdüm
Ne zaman arındım gerçekten
‘’Ey yoluma çıkan ateş taşıyan güzel
Ateşin ne güzel
Yanmak ne güzel
Senle aşkı tatmak sevmek ne güzel
Gitmen ne güzel kızman ne güzel
Seni yapayalnız sevmem ne güzel
Özlediğimde rüyalarımda olman ne güzel’’
Terketti rüyalarımda bile beni
Söyle yol arkadaşım yolu, yordamı, yeri
Anlattım kısa öz geçirdiğim günleri
Anlat bundan sonra
Başıma gelecek türlü türlü halleri
Görmeden tanıdım seni ben
Dinlemeden duydum
Okumadan anladım
Çağırmadan geldim ben
Çağırmadın, geldim..
Razı oldum her halinden
Razı ol benden..
Nil
2010