Sesimin öksüz tuşlarında bir yalnızlık gölgesi
Tuz damlıyor bedenimden, dilimde aşk öfkesi
Geriyor göğsümü zaman, sevinçli tasa benimki
Dallara bahar yürüyor, öfkem ıssızlığın sahnesi.

Paylaşılmış mısraların kriz odalarında küskünlük
Büyülü vedalar sürülmüş yüreklere, bahanesizlik
Yitirilmiş kelamların göğsünde harlı ölümsüzlük
Umut dehlizinde kurt, dişlenir ruhta çözümsüzlük

Demirde soluk renk, vedalar solgundur dudaklarda
Göğüste toprak kokusu, yeşil güler, mavi bakar aşk
Ölüm kokar mevsimler, paylarımız yaşamakta çırak
Gül kokar yârin nefesi, kısa metrajlı bir film yaşamak.

Islak bekleyişlerin banklarındayım, güneşte dil beresi
Geceler emziriyor ninnilerle kandırılamayan bebeleri
Hüzün kaynıyor kazanlarda, ıslanıyor aşkın kirpikleri
Kristal bir çığlıkla birleşiyor ruhta, intihar şenlikleri.

Sevda tadına doyulmayan bir kıvam, içtikçe susatan
Menekşe bakışlarının kırlarında şafak açar sancılarla
Her çığlık kendini kanatan bir yara, kapanır zamanla
Köpürdü denizler bekleyişle, limanlarım yangınlarda.

Selahattin Yetgin