16
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
2175
Okunma

Beşinci evresinde zamanın dil ayrımları
Şerha şerha düşüyor geçmişin acıları
Merdivenlerin ilk basamağından ta tepesine arşınlanan
Meşakkatli yolculuk ki beni yükseklik tutar
İçim kıyılır bulanır
mazi zifiri yarar gözlerimi
İsimler biriktiririm aynı sıfatlardan ayrı simalar
Kimi Ayşe olur bazısı Mehmet
Bazıları isimsizdir silik silüet şeklinde düşer köşelerine
İkarusun kanatları gibi uçar bir yerlerde yanık balmumları
Erimişlik kokar zamanın içinden kıyılır içim nefessizce
İnanma sonu ceplerimde hayallerim sayarım takvimin abaküsünü
Bir doğduğum gün ki özgürlük bahşetti ilk ağlama
Ağlamak sağanak yağmurda olmak için zerreme dek arınma
Güneşe gülmek içimsiz tebessümle aksetmeli yollar
Katre katre karanfil açıyor tebessüme uzanan dudaklar
Helal yanını öz demine dökmüş inananlar
Yazını kışa giydirir akrep bekler ah u zar
Ömrün yazı kışı baharları
Fırtınadan sırılsıklam
Denizin tuzu güneşin dudakları sarınca ruhunu
Uyanınca uykudan nafile akan zamanlara
Hele birde beşinci mevsime gebeysen
Ayıl…
Sevebildiğin kadar sev uçabildiğin kadar aç kanatlarını
Isınmayan kışlardaki ellerini
Turuncu kokan gecelerini
Ve hüzün kokan yağmurları
Dökülme vaktidir şimdi sakaklara
Zonklayan şakaklarımla
Yaşlanmadan paslandım…
5.0
100% (10)