20
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1910
Okunma

açmamayı becerebiliyorsak her çalışında kapıyı
evde yokuz süsü verebiliyorsak
parmağını zilden inatla çekmeyene
sessizliğimizse cinayet aletimiz
ve gülebiliyorsak kıs kıs kapıdakinin haline
kadehleri çıkarmanın vakti gelmiş demektir
mezeleri ben yaparım
siz ne içeceğimize karar verin
fikrimi sorarsanız illâki “efe!”
daha kolay evet dedirtebiliyorsak
şu erkek milletine
her hayır deyişimizde
on gün kadar uzuyorsa ömrümüz
gönlümüz kırılmasın diye
kırabiliyorsak titremeden içimiz
doldurmalıdır artık rakıları kadehe…
pek bir keyiflendim/ sek içeceğim bu gece
sizinki nasıl olsun/ buz alır mıydınız?/ peki.
memnuniyetle...
dert dinlemekten vazgeçtiysek uzun zamandır
geçmişimizi dinlemenin boş’luğu
dank ettiyse nihayet
insan olmayanlarla uğraşmıyorsak çoktandır
adam etme illetinden kurtulabildiysek hele
artık kaldırmalıyız kadehleri
haydi şerefe!..
doluyorsa gözlerimiz
kürtçe bir türkü süzülürken meclise
rus salatasının tazeliğinden doğan sohbet
dönüyor/ dolanıyor…
ve mutlaka geliyorsa rahmetlilere...
yutkunmak olmaz!
hafif başım dönüyor/ bir zahmet siz alıverin
mendiller…
karşıdaki vitrinin üst çekmecesinde.
kızlar…
biz öğrenmemiş miydik ömrün kısacık olduğunu
hüznün her halükârda yine hüzne kavuştuğunu
ve dillendirdikçe hatıraların daha da koyduğunu
öyleyse gözümüzdeki bu yaşlar da ne
hüzünlü bitsin isteseydim yaşlanışımıza derdim
oysa bu şiir gün be gün akıllanışımıza içecek
o halde son kez kadehler ele
ve sofrayı ben toplarım
haydi evlerinize...
JD