şiire en güzel yanıt günden düşmüş. yoruma ne hacet. saygılar kaleme...

Ne diye bilirimki .! Çok güzel ellerinize ,yüreğinize sağlık .

iki sene önce değerli şairimiz Kemal Özer'in katıldığı bir şiir gecesindeydim...
O gece sarf ettiği bir sözü burada paylaşmak istedim müsadenizle...

"Şiiri ruhsuz bırakanları, şiir affetmeyecek"

Sevgili Borke,ruhunuza sağlık efendim...
Masalın devamını sabırla beklemekteyim...


Saygı ve Sevgilerimle her daim...

şiirin ve şiir içindeki konunun bütününe baktığımız zaman şair yinede yerinde durmayı ve ölçülü olmayı başarmıştır bana göre , çünki durduğu durak ve baktığı konu dehşetli bir kıyının azgın dalgalarıdır ,ayrıca bir çok şairlerin şiirlerinde rastlarız bu tarz söylemlere ,ve kalem özgür olmalıdır / kutladım

))yorum yazmadan geçemiycem aslında böyle bir yazıda susmalı ama))belki susmak en iyi cevaptı))
tam beş kez okudum bu yazıda anlatılan masal nedir benim bilgim vede şiir tarafım yetmedi inanın cahıl kaldım))
tema konu bulamadım

sadece şu var

Gerçi biliyorum ki
Bazı nehirler bir gece vakti yatağını katlayıp kalkar
Ve gider yeraltına
Ardından artık
Ne söylense yetişmez…
Bu yüzden sokulgan bir keder küpeştede gelip bizi bulmadan önce
Bu heder masalına kalın şişler geçirip örmeden
Unutup öldürmeden önce yani
Vernik kokan dayanıksız sözlerle başlayacağım.
Bu sözler ama aynı zamanda
Çekirdeği barutla sıkıştırılmış gibi değdiği damakta dağılan
Sözler olsun mesela
Ya da saplanıp kalan.
Ve mesela dokunduğu zaman
Dokunduğu yere hep
Masum ve aralıklarla kangren bırakan
Şimdinin ağzı pütürlü petunyası
Eskinin uzun bacaklı çuha çiçeğine de
Hatırlatsın kendini
Onu da bağlasın
Dağlasın diyorum anımsarsa bu heder masalı.

açıklamasıda şu..bence yanı..
ben biliyorum ölmeden önce sözler söylenir
ve yine sonra biliyorumki geriye dönüp film gibi dokunduğun her kelime
unuttuğum masallardır asil beni öldüren gerçeklerdir
geçmişe ait..


artı birde diğer yönu yazının
arta kalan yansız sahte cümleler kuran bir aşk
aslında kendini boğarmış..

argolarıda söyle özetliyim

çocuklarımız vardır bembeyaz hep doğruyu hep iyiyi öğütleriz onlara
hıtaba takılırız söyleme çocuğum ,bu kelime orgodur..
söyleme çocuğum bu kelimeler halk dili dediğimiz bir ortamda insanlar sırf içindeki hırslarını nefislerini kontrol edemedıklerı için taşırırlar bu kelimeleri
derizya bende onu dıyecem))burayı 10,12,13.yaş çocuklar çocuklarımızda giriyor hatta şiir dahi yazıyor
orgoları bılsınler ama uygulamasınlar içlerindeki hırslarını kontrol etmeyi öğrensınler derım
şairler örnek yazarlardır ben buna şiir değil yazı diyorum

türküce....

uzun oldu kusura bakmayınız ..

güne düşen şiire bir itirazım yok çünü bunun seçiminde ben sorumlu değilimdir burda sorumlu olan seçkidir o seçtiyse benım bir itirazım olamaz

saygılar..


Türkü tarafından 2/9/2010 1:29:04 PM zamanında düzenlenmiştir.

Türkü tarafından 2/9/2010 1:31:23 PM zamanında düzenlenmiştir.

Şairi normatif bir kimlik olarak anlamak ya da böyle bir öneri sunmak, // şiiri toplumun genel geçer ahlâk tanımı içinde ve sıradan yığınların teammülleri çerçevesinde algılamak sorunlu bir yaklaşımdır.../
Sanatın olmazsa olmazlarından biri onun özgür olmasıdır.../ Ki bu da onun salt yerel değil,(ama köklerinden kopmadan) evrensel normlar çerçevesinde yapılmış olmasından geçer...

Sanatı özgür kılan onun özgünlüğüdür...
Sanatın tüm kollarını ve o kolların ürettiklerini bir takım kalıplar içinde tanımlamak ya da böyle bir beklenti içinde olmak sakat bir anlayıştır...

Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır.../
Kimileri, yazılarında argoyu, küfürü ya da keskin sesletimleri Mehmet Akif yada Necip Fazıl gibi gibi soft bir dille aktarır, kimileri de bunu daha açık bir biçimde yapar.../
Nitelik olarak ikisi arasında bir fark yoktur yani...

Kaldı ki, dünyada ve kendi coğrafyamızda da şiirde, öyküde, romanda ya da sanatın diğer iştigal alanlarında (resim, heykel, sinema vs. gibi) kösnül, hakarete hamiz veya argo enstrümanlar sıkça kullanılmaktadır...


Bazı şiirlerde nitelik olarak küfrün ya da argonun bilinçsizce kullanıldığını ve hakikaten okuyanı rahatsız eden basit ve sanatsal özden uzak olduğunu müşahade ettiğimiz örnekler var.../ Onları savunmuyorum.../ Yanlış anlaşılmasın...
Ama buna mukabil bazı küfürler ve kösnül söylemler de var ki; sözkonusu yaratının omurgası olmakta ve o çalışmayı ihya etmekte...

Burada nirengi noktası; şiiri, öyküyü ya da romanı yazan sanatçının birikimi kadar, o eserleri okuyan, gözlemleyen insanların da ilgilendikleri o alana dair asgari bir bilgiye ve donanıma sahip olmalarıdır...

Sanat; toplumların ahlâki,ananevi ve teammüllere dayanan öğretileriyle genelde paralel düzlemdedir.ancak zaman zaman sorgulatıcı bir tavrıda vardır.


şiire bende sorunlu bir yerden giriş yaptım..Ancak burada yukarıdaki söylediklerime rağmen kelimenin anlamı yada neden kullanıldığından çok şiirin kendi yapısına felsefi ederine ne ses olarak nede imge olarak uymaması..konusunda serdara katıldığımı ifade etmeliyim..

şiirlerinizle baya bir zaman geçirmiş sessiz okuyucunuz olarak cinselliği birçok yerde zaten kullanıyorsunuz ki şiir hayatın kendine bir anlam arayışı gibi düşünüldüğünde bu gerçekliğin şiirin içinde yer almasının (edebiyatın edebi içinde)bence hiç bir mahsuruda yok..Bu arada diğer yorum yapan arkadaşlara da kızmamak gerekiyor..Sunumda kesinlikle belli değerleri olan insanı rahatsız edecek bir söyleme var..

şiirin kendisine dokunmak gerekiyor birazda evet sert bir dili var..Ses ve estetiksel kaygıyı duymayan ama bir o kadarda derinliği var..felsefi bir okuma sürecinede bağlanabilir..dönemsel de olabilir şairin hayatında..benzer süreçlerden geçtiğimi hatırlıyorum..Türkçe karşılığı olmadığı için kullanmak zorundayım belki sürrealist gibi algılansada genelde undergraund diyebileceğimiz bir söyleme biçimi..ama çarpıcı özgün kahredici..erkek egemen bir söyleyiş..

Bu arada sokakların dilide şiire giriyor amma ne hikmetse hergün kulağımızda vızıldayan kelimeler burada sırıtıyor..şiirin içinden kaçmak istercesine kızdırıyor bizi..
ve inanılmaz hayal gücü..süt dişi olan bebek şimşekler ısıramayan ama çarpan belki,yada ağzı bötürlü insanlaşmış kadınlaşmış bir petunya..

bütün bu hengamenin arasında nefes aldıran bize benzeyen hüzünlü söylemelerde yok değil..şiir o anlamda birazda kaotik duruyor

Gerçi biliyorum ki
Bazı nehirler bir gece vakti yatağını katlayıp kalkar
Ve gider yeraltına
Ardından artık
Ne söylense yetişmez…

hepsi bir tarafa ben özgün farklı ve kendine özel sözü olan bir şairle ve şiiriyle tanıştığıma memnunum..bazı mısralarıyla kavga ederim bazı mısralarıyla alay bazı mısralarınıda alır başımın üzerine korum..yani ben bu şiirle içli dışlı olurum diyorum..

şiir kelimelerden oluşmaz..güzel söz söyleme sanatıda değildir yalnız..şair kelimelere ruhunu üfler ve o ruhtur şiiri dirilten..dolayısıyla şairin kendine ait bir ruhtan başka bir şey üflemesini beklemek yanlıştır ki o ruh bazen bizi rahatsız etsede..

Şubat en delikanlı yağmurlarıyla geldi
En acı haberleri bıraktı kapısına
Oturaksız filler çekerek
Terine saklanmış uyurken
Çarmıh niyetine
Çaktılar o’nu
Kutup yıldızına

Sırra kadem bastı Leyla
Şehirde kimsenin haberi yok

selam saygılarımla

Çok iyi bir şiir.
Şair dil'e, dil de şiire son derece hakim.
Dolu dolu ve güçlü imgelerle bağlanmış çok özel bir şiir...

Tebrikler...
Sevgiler...

şiirin dili şaire yakışmıyor....................şairlik kötü dil değil ................edebi dil kullanması.................nedir kardeşim öyle g... p....bu siteye yakışmayan kelimeler
sitenin yönünde bozulmamı var anlamadım

Çok doygun, yüklü, yüze vuran bir şiirdi...

Güne gelişiyle tebrikler...

Saygılarımla...

''Şimdi afyonda bekletilmiş sözlerin kanlı gözünü, tütün kolonyaları ile silme vaktidir.''

diyerek başlamalı söze şairin kendisi gibi..
güzel şiir
masalın başı henüz, söze yeni yelken açılmış
mektup tadında veya bir günce
arada oldukça güzel dizeler var dikkat çeken

''Gerçi biliyorum ki
Bazı nehirler bir gece vakti yatağını katlayıp kalkar
Ve gider yeraltına
Ardından artık
Ne söylense yetişmez…''

bunun dışında şiirde argo kelimelerin çokluğu
tarz meselesidir deyip geçiştirmek en kolayı
elbet buna itirazım yok
lakin orda bir kelime oldukça göze batıyor bence
''Bu gece;
Götünü vaftiz sularında yıkayıp''
başka kelime kullanılabilir miydi ?
burda göze batıyor bu kelime tabi yine bence

Hiç mi küçük İskender okumadın veya Can babayı bilmezsin denilebilir
Belki popülerlik bu isimlere bu kelimeleri kullanmayı meşru kılıyordur
belki şu an burda yazıldığı için bu şiir göze batmıştır vs vs vs
birçok neden ve gerekçe sayılır
ama benim derdim bu değil
şiirde kullanılmasına karşı değilim
kullanılsın elbet
ama bu şiirde o kelime uymuyor oraya
defalarca okudum ama yok keşke başka bi kelime kullanılsa dedim..
tabi bence yine...
Can Yücel bir şiirinde ''g.t'' kelimesini kullandığı için mahkemeye çıkarılır ve Can baba savunmasında bizim orada g.t e g.t denir der..
şimdi aynı savunma bu şiir içinde geçerli olabilir..

geçtim o kelimeyi zira çok tartışılır..

miş li zamanla anlatılması şiirin masal yanını güçlendiriyor
ve girişi olan bu masalın devamıda var

ve hala ölüler tiksiniyor kolalı amerikan bezlerinden..

okumak güzeldi
kaleminize sağlık...