Delikanlı bir sonbahardan sonra
Amansız bir kış,a yakalandık
Yoksullar için hiç de iyi bir konuk değil bu zalim kış
Yoksa misafir perverdir halkımız
Son ekmeğini de konuğa sunacak kadar cömert
Sonra devletlim düşünmüştür bizleri
Bak az ilerde kara kömür dağıtıyor yetkililer
Sadaka niyetine ,

Rüzgar kulak diplerimizde
Hiç sevmediğimiz mısraları mırıldanırken
Ben de bir türkü tutturuyorum
Delori delori
Aykırı esen rüzgara inat

Kentin sokaklarında ilerlerken
Ordan bir ses
Biz neleri atlattık aslanım der
Bu kış,mı bize diz çöktürecek diye
O amca sen devrim ateşiyle yanıyorsun daha
Evet der amca, kirli sakalıyla başını sallayarak
Ama sabaha kalmaz Azrail
Düşer peşine amca, dikkat et kendine
Devrimci aldırmaz bende yolunu gözlüyordum der azrailin
Neden 12 eylülde gelmedi diye sitemde bulunacaktım
Tamam amca görürsem söylerim selamını.

Gündüz yaşamak meseleyken
Bu şehirde
Artık Geceleleyin dışarı çıkmak bile cesaret ister
Yoksa belediye buz,a kesmiş bedenini
Sabahın köründe yerden kazıyarak söker
Allah var hani bizim belediye yıkım işlerini iyi becerir
Hakkını yemeyelim.

Alnımda yazılan kaderimin çizgileri belirdi,
Ayazın vurduğu süretimde.
Sonra gölgeler düştü peşime belirli belirsiz,
Karanlığı fırsat bilip,
Bir den siren sesleri gelmeye başladı ara sokaklardan,
Devriyeler sandım bir an,
Korkuyla,
Ceplerimdeki son satırları da
Savururken rüzgara,
Meğerse sadece bir cenaze arabasıymış geçen
Ve son devrilmede oldu böylece ölümün gelmesiyle ...