4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1831
Okunma

Tanrı der ki! Ya Muhammet sevgi öğret ümmetine!
Sevgisiz kalbin yakarışını duyamam
Gerçek bu
Mühürlü kalpleri unutmuşum
Kim kime vah vahh
Tutkuların kükrediği beyninde feryat figan taşarım
Elbette
Budur en kötüsü
Bir kirli gömlek gibi çıkarıp atılmışım
Bunlarda sevda böyledir çünkü
Ne sevgi kaldı ne seven
Sevgi dertli ya da şikâyetçi
İnanırsın imanın varsa! Allah’a!
Hiç bir şeyiniz az olmadı onun kadar
Allah bildiği gibi etsin
Vicdanı hür ozanlara çokça ahim var
Sanmıştım sayıp çıkarlar
Saz telin sözü mü değişti, artık şairlerde sadık değil
Saz şairi bak biraz
Sevgi buzulu korkunç muammaları seyretme
Ozan dedi
Zanneyleme sevgi benim mayam
Söylemezdim hani
Ozan sazın edebini edepliden öğrendi
Edep adabımı tutar
Onları şair, divane etmez
Saz teline vuralım mı manzum bir uyak
Kafiyeyi sende duy kor öfkene su serpeyim az biraz
Ah şair
Bu hengâmede, his etmek zor biraz
Hele dokun gönlün teline
Tabi dedi
Bekledim ki sen gelesin
Yıllar önce tanıştık muhtelif yerlerden göğsüme düşen gözlem
Tesadüf değildin
Benim için giy hala duruyorsa mavi elbiseni
Yedi cihan tanımaya değerdi öyle bir yâr ki kamecik
Çeşit çeşit, çeşitli neydi o delişmenlikler neydi bir zamanlar
Müfit bir sevgi, zevkin fevkinde değil midir?
Öyle birden bire kaç dünya yalanla dolu
Anlat dedi
Kaçını?
Kaç hayat kaç aç kurda yem oldu
Kiminin şerefi nefsine teslim
Kiminin ihaneti rüsva kir pasak kusar
Kaç sabahın yüzümde yâr teni utanç
Sorası
Kaç hayâ arsızca kükrüyor paslı beyinlerde
Bu iğrenç dünyada ne işi var sevginin
Sevmişliği, sevilmişliği kefen biçti
Ah! Karşımda sevgi namına dumura uğramış bitap düşmüş bir enkaz
Erkek kadın tiryakin idi zannımca
Güçlü bir suçtu adinin karası
Malihülya, nedir bilirmisin?
Say ki ecele verdi canını
Neden sonra farkını fark ettim ne çıkar
Neden kandırıyorsunuz kendinizi
Sevgi dilemmaları sökün etti
Koç yiğitler hepsinde ayni nüsha
Amelinde firavun niyeti
Bin vebal! Bin ah!
Gördüm yeryüzünde kırılmış bir ayna paramparça
Yirminci asırda
Ruhsatsız markalı aşk düştü zamana
Çağın hurda teknesinde gönül eğlencesi aşk
Sevgi gönüller maskarası ona eş
Bumu saadet asrı! Böylesini tarih kabul eder mi?
Ne sevginin ne aşkın sucu var bunda
Kirli düzende düzenbaz duyuların, sevgisi pasak
Hatırı yok gücü para onu zor tanırsın o seni hiç
Örf gelenek, kuralsız bir milletin sevgisi
Teni nefisler sofrasının ziyafeti
Edeptir söylemesi, edebin kalktı örtüsü
Bumu medenilik ölçüsü
Mümkün mü bu? Aşığa ar gelir!
Ar yiğidi değil, kâr yiğidi! Alahsızcasına
Yaşayanlar bilir her bir zamanı
Efdal sevgi hikmeti lisanında zuhur eder idi
Bilinmez kaç asırdır vakur yürüyüşü ile
Daimi sureti haktan görünen öyle dik kametti
Sevgi zalimi zulmetmekten alıkoyar
İnsanlık elçisi idi
Damarında akan göğsünü kabartan
Kavgaların içinde korkularına sarıp sarmaladığın sevgi
Bu göğüslerden nasıl bir gönül bulantısıyla çıktı
Sadakat alışamadı, sığındı hakk’a
Medet ya Rab! Ne bir şey düşünecek, ne bir lafım var
Yokmu öyle sevdasına sahip çıkan adam gibi bir yiğit maşuk
Fersude âşıklar şehvetin rüçhanı içine çekmişçesine
Değişken hayattan sızdırılmış en hülyalısı
Esrarengiz musibetler
Seçme sevgi köleleri görücüye çıkmıştı
Adını sen koyar mısın?
Ey tanrı! Hiç biri sana ulaşmadı mı?
Cevabım tek
Utanıyorum âşık maşuktan
Nefsin rütbesi, kimine kıdem kimine itibar
Sen, sen ol! Nefsini uslandır ölmeden
Bir serüvenin özeti ozanca
Birde Tanrı katına bak!
Sormak suç olmasın! Tanrı söylesin!
Gizli tutacak neyiniz var?
Ateşi söndüren semenderi
Giyotine terk ettik
Tut dediler tecelli defterin
Fısıldadı
Ödün vermeden, vebali kefaretini ödeyecektir
Benim bir emanetim vardı sana
Yaşarken ne yaptı?
Tek umut ışığı
Sevginin izzeti kadar sevabın payı
Âdetimizde yoktur kimin nesisin adın ne
Makber! Giriş kapısı
Son kez çıkaracaksın tüm giysileri
Beri taraftan giden kafile geri dönmez gayrı
Derinin içinde ne varsa koy teraziye
Öte tarafta çek nakit
Maverayı görür gibi
Aşınmış kalbin ritmi, göğüste soysuzlaşmış veballerin tortusu
Fani olduğunu anlamanın dehşeti
Öyle arafta alnında nefislerin lekesi çokça
Diyecek
Verin benim payımı kefen bile istemem
Ecelin avuçlarına haraç mı verdin?
Emeğin boşa
Demedin mi azrail rüşvet ben almam
Torpille cennete girmek zor biraz
Yaşamın şehvet yüz kiri
Benizinde onur kırığı
Ne olursan ol ne çıkar
Çürütecek çiğneyip geçtiğin toprak
Ozan sazından bu kadar
KAYIP YALDIZ
Sevgi en büyük yazar, yazdığı romanın karakterleri biz
Her kıtada ayni dilden okunur
Kayıp yaldız hikâyenin içinde dildaş
Yüreği ile bezeledi topluluğun soysuzlaşmış tortusunu
Bilmiyorum, siz bu sevgiyi okurken
Belki sizin kentin sevgisi huzurludur?