3
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1507
Okunma

(anısına bu kalabalık şehirde
yanlız kalmışlığımızın)
Sen de her şeyi geride bırakıp
uzaklara
ama çok uzaklara kaçıp gitmeyi
hayal etmiyor musun?
Uzaklaşmak istemiyor musun
kahvelerimiz henüz soğumadan fincanlarında?
Bir sahil kasabasında
kendini yeni yüzlere
sıcak bir merhaba ile birlikte
kafiyesiz birkaç cümle içinde tanıtmak mesela.
Mesela belli etmemek hiç
şair olan yüzünü,
yeni bir isimle.
Geriye kalan tüm hayatının yerine
bir mezar taşı bırakarak,
henüz tartmadan sevabını günahını,
umarsızca,
zamansız ve sessizce,
bir mendil sallanmadan arkandan
çekip gitmek istemiyor musun?
Korkuların var senin oğlum.
Kimseye söyleyemediğin yalanların var
sanki kendin de inanıyormuş gibi attığın.
Yaraların var üstelik.
Kabuk tutmaya çalıştıkça kalbinde
her gün deşip kanattığın
ve sakladığın herkesten.
Seni bağlayan sebeplerin var senin oğlum.
Her sabah gazeteni aldığın
kalın camlı gözlüğü olan
Bakkal Faik’in günaydın demesi bile
bahane senin için.
Sevgi sokağındaki Osman,
bayat olduğu halde
seni sürekli kandırıp
taze diye satan bankanın önündeki simitçi
veya yürürken başını yukarı kaldırıp selam vermeni
buğulu gözlerle,
üzerindeki mahmurluğuna inat bekleyen
kuaförün çırağı bile birer bahane senin için.
Kaldı ki
bir de seviyorsun.
O bilmese de
anlamamazlıktan gelse de sevmeye devam ediyorsun.
Bazen soruyorsun kendine;
-Nereye kadar? diye.
Ama inan bana bilmiyorsun.
Sana bir şey söyleyeyim mi oğlum?
Korkuyorsun.
Hepsini unutacak kadar,
herkesin seni bildiği kadar cesur değilsin.
Hadi! diyorsun
Hadi çek şu tetiği.
Yoo hayır yapamam
Aynada da olsan,
Hayattaki tek dostumsun
Korkuyorum, kıyamam…
Cihat KIRDAR
08/01/2010
gece karartırken ışıklarını yeni bir günün sabahına...
5.0
100% (3)