6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
787
Okunma
Göğün göğsünden fırlayan cessase
indirirken Süleyman’ın mührünü
sualleri eksik olmayacak yüzlere
değecek elbette yüreğimize
Musa’dan emanet aldığı asası
Ve başlayacak kavuşmanın bitmez bütünlüğü
Çekilirken mizana!
omuzlarımda taşıdığım sevdan
hafifletecek tüm geçmiş hatalarımı
gelecek güzelliklerimi ekleyerek mizana
hamurunda yoğurularak umudun
inecek gözlerimdeki perde
Düşecek gözlerimizin önüne sevdiğim
ResulAllah’ın nura doymuş gölgesi
ve kıyılacak nikahımız onun duasıyla
birleştirerek avuçlarını avuçlarımızla
kuşatarak gövdeni kâbe’nin örtüsüyle
Beline duamı takmış sevgilim
bundandır gece gündüz yakarışım
bundandır her güle sarılışım
yüreğimi misvak bahçesine çevirişim.
Bak sevgilim
Bak göğün göğsüne
nasıl yağıyor cessase’nin ardından nur
nasıl da gülümsüyor yüreğimize
müjdeleyerek rahmine yerleşecek olanı
kapat gözlerini sevgilim
kapat bir an olsun pencerelerini
hissediyor musun Aişe annemizin
güle kuşanmış yüzünde dolaşan ellerini
Ey kadınım
ömrümü adadığım sevgilim
hadi uyanmadan bu güzel rüyadan
kur sofrayı iki tabak koyarak fazladan
paylaşalım soframızdaki aşı
Yüzünde okşanan elleri kaybolmadan
Aişe validemizin
kaybolmadan gözlerimizin önünden
ResulAllah’ın nura doymuş gölgesi.
Selçuk ERKİ