2
Yorum
0
Beğeni
4,7
Puan
2936
Okunma
doksan sekiz yılıydı ite kaka tanışmıştım seninle
yıllar geçti artık tanıdım ve tanındım
herkesin en yakın arkadaşı çok öenmlidir kendince
ama sen başkasın be Kuçim
hiç kimselerin çözemediği yarı ingilizce yarı türkçe lisanımız
ara sıra burnumuzdan konustuğumuz çingene lehçemiz
ah nasıl da derin bir nefes alırız beyoğluna girerken
fransız kültür önü öğlen iki buluşmaları hep sarkarken üçe beşe
olsun ben beklerim seni her günümde her gecemde
gizli bahçeye gidilir genelde balkonumuz en mahrem yerimiz
sevdik sevildik de hep bir yanımız öksüz kalmaya mahkumdu sanki
aynı anda şerefsiz diyebiliriz biri için
aynı anda çok sever bakışlarından etkileniriz çoğu yabancının
kemancıda zıpladığımız günler de oldu sonu çorbayla biten gecelerde
golden kokoreç tanır bizi mideye veyahut patates ile
ne güzeldir selam vererek yürümek perada
ve benim yolum hep köşedeki börekçi de sen hamburger delisi
ben nisan doğumluyum sen şubata kalmışsın
benzemeyiz pek bu yüzden ve birçok yüzden
ama gözüme bakınca anlarsın adı ne dersin
ben sesinin tonundan anlayıp bütün işlerime çelme takıp
bulurum çengelköyde evinin yolunu
ve hala meraktasın bu yıl ki doğum günü sürprizinle alakalı
sevgilinle ki canımdır o benim
beraber yaptığımız plan asla çınlamayacak kulaklarında...
kuçii derim anlarsın annemden yana kalbimin kırıldığını
kuçii dersin anlarım canın neye sıkkın ne içmek istiyorsun
o yüzden siparişleri verirken ben ses etmem sen kahve dersin 2 tane
soğuktur hava burnumuz kızarmıştır çay deyiveririm biri açık iki tane
sevmeyiz yalanı kendimize dahi söylemeyiz
ve elbet birgün buluruz o eve çıkmanın yolu hayalin içinde boğuluruz
ki hayal basittir amaç aksam eve gidip makarna pişirip haftasonu bozcaadaya gitmektir
ama o makarna çoğu zaman boğazımızda düğümlenir
gözünün yaşı beni depresyona sokuyorsa
gülümsemen gamzelerime sebep oluyorsa
ah çok özlüyorsam seni allahın her günü
ve birgün sensiz kalmayacağıma senin adın kadar eminsem
tüm tarihimi sende sorguya çekip
seninkini bende temize çekebiliyorsam
liman diyorsam ve sen bana limantolojiden bir şiir mırıldanıyorsan
özellikle tayfun polat sevdiğimi bilerek
emin diyorsam mendil uzattığında
evlenmiş dememe gerek kalmadan boşver diyorsan
senin yasak aşkını ben bile kazıdıysam dilimden
enrico dediğinde yüzündeki ifadeye bayılıyorsam
saç resngini oje rengini parfümünü herkesden çok ben biliyorsam
kuçi ne anlama gelir ikimizde bilmiyorsak
ve kuçi kuçi kuçi kuçi dediğimizde bu aşık olduk demekse
daha çok yol var gidilecek
görülecek çok ülke var
varsa bir derdin benden gizli tut elimi hatta
başını koy dizlerime annen olur okşarım saçını
sen olurum bir yerden sonra gördüğün görüntü
sevdiğin şarkı diline dolanan şarkı
istanbul olurum beyoğlu olurum
aynaya bakarsın ben olursun
ben aynaya bakar kuçi derim kendime sarılırken en zor rüyalarımda
bilki sana sarılırım sadece senin omzunda ağlarım
ve ne zaman içime aksa gözyaşlarım bunu taaa karşı yakadan sen bilirsin
ve tam bu anda sevdiğimiz parçalardan birini çalar kahkaha atarsın
aklın hala ne yazıyor olduğumda..
’’içim ürperiyor ya evde yoksan’’
5.0
67% (2)
4.0
33% (1)