11
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1565
Okunma

içimde terkedilmiş bir yalnızlık yokluğun
adını haykırırım boş odalara
an ve an bıçak gibi kesilir soluğum
gözlerime yetim bir kız çocuğu oturdu gidişinle
dokunsalar ağlar
yokluğunda bükülür dudakları
için için kanar
gittiğin gün başlayan yağmurlar
dinmedi henüz şehrimde
her gün biraz daha hazan
evet, çetin geçecekti bu kış
ve ben yalnız sana üşüyecektim
yokluğun iliklerime kadar işleyecekti
senli hayalleri giyinip üstüme
varlığına şükür edecektim
içimdeki kıblenin secdesinde
günler gececek hafta olacak
sonra haftalar kucaklaşıp
biraz daha -çok daha
yakınlaştıracaktı bizi
dudaklarımıza hapsettiğimiz özlem cümleleri
bir avazda dökülecekti dilimizden
yokluğunda
dolunayı her gördüğümde
suretini yerleştirip içine
ışığının şavkında yıldızlar uçuracağım gökyüzüne
senden gayrı hiç bir dileğim olmayacak Mevladan
hasretler vuslata erdiği gün
içimde yanan adak mumları
tek şahidi olacak sarılışlarımızın
ey sevgili!
geçmiyor günler
her an bin asır yokluğunda
bilirim,
sen bana gelmek için gittin
ve bende
gelişlerine sardım gülüşlerimi
gelişin öksüz gamzelerimde
bayramlıklarını giymiş çocuk sevinci
Gülay Bulut