2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1390
Okunma

Yine bir sonbahar akşamıydı
Mürekkebi kurumaya yüz tutmuş bir kalem vardı elimde
Aklıma düşüverdi üç beş kelime silinmeyen resminle beraber gözüm önüne
Bir serhat gibiydim deli rüzgarı esen gecede
Sağa sola vuran pencere gıcırtısında yazdım satırlarımı
Dışarıda hafif ten sağanak bir roman tizim yağıyordu
Elimde kalemim gözyaşlarım kağıtta
Sakin ve sessizce çığlıklara ses vermişti gönül de
Islak sokaklara bakındım o gece
Adımlarını attığın yerler ıslanmış izleri karışmış dı kaldırım taşlarıyla yağan yağmura
Gözlerim cama yaslanmış sırtımla beraber seni aradı o yalnız sokakda
Her köşesine seni koydum
Her adım attığımda seni gördüm
Daldığım anlarımda hayalinden kaçar oldum
Seni bekledim bitmeyen gecenin sabahında doğan güneşi görene kadar
Dinledim yine peşrev iden bir dörtlük
Acımaya yüz tutmuş bir duble rakıyla dertleştim sabahın ilk ışıltısında
Adını sayıklar oldum mavi gökyüzünde açmış gökkuşağına bakınarak
Ey deli gönül demek geliyordu dilime söyleyemedim
Sevdim seni diyemedim koşamadım peşinden
Ağlamaklı gözyaşlarımdaydı yokluğun ve hüzün
Yinede bekledim gönül e verdiğin ateşin başını
Isındım sensizliklerin kol gezdiği soğuk gecelerde
Geç zaman derdim saatlere bakınarak
Hayallerinden kopana kadar
Dil bu dedim derdi diyemezdi gördüm derdi göremezdi
sevdim derdi kaçamak da olsa sever hem de delicesine çok severdi
İşte o deli gönüldü benimkisi
Yağmuru camlara düşmüş sakin bir sonbahar gecesinde
Baharı fısıldardı gönlünden gönlüme
Bilirdim ki sevginin adı( sen )sevenin adı mecnun olmuş
Sen( canım ) ben mecnun sevdamız divane olsun