11
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1577
Okunma

Alnım alıngan, bedenim tarumar…
rüyası ömrün delgeçlerinde kaldı
gençlik konfetilerim.
İnce ince sıvayıp yüzümü düşler
kırmızılığa sızdım şarap şişesinde
her gece uyanırdı yoksul bakışlarım
ormana bakardı yeşili gördükçe genç yanım.
Hayat dediğiniz alnımda öpücük
dokunup kaçtı anlamadan aldattı
yıllar tenimdeki hücreleri paye saydı
geldi mi sevdiğim kızın yüzü aklıma
yüzümdeki her kırışık birbirine karışır
zor toplarım hatıraları her biri bir yerde
odam bu yüzden hep dağınık…
hep emrini verdi kaçışlı hayat
kalmadı elimde ne düş ne saltanat
üzgümde terli özlemler
bu yüzden yüzüm hüznü hep sever
sigaramda dumandır beni alıp giden ümitler
havaya bir parende atar gider.
gücüme kuvvetime indi azalmışlık
yaşlı gözlerim değişmese de
tenimde uzun zamandır bir yalnızlık
durmadan çalar kapımı zaman o da yarınsız
eldivenime de sindi hayatın kırgınlığı
onlarda delik deşik…
sakalımda saklı kaldı okşayan ellerin
kesmem bu yüzden anısı derin
tenim dalgalanan tuzlu bir deniz
ne kadar yıkadıysam gitmedi
son suyumda belki arınır hayat terim
gözlerimi unutma tuana yağmurları
uzaklarda bir yıldız düşerse söze
sözden de göze…
unutmadan hayat bir emrin var mı?
başka emrin kaldı mı?
Çekinme!
Sevgili Foma’ya ithafen yazılmıştır.
Fotoğraf. A.KARACA