Bir pazar günü Mersin limanında;
Sensiz ne kadar boş, anlamsız olsa.
Arıyorum hayalini rıhtımda,
Yirmilik konteynırlar arasında.

Akdeniz bugün de bir başka güzel,
Gülüyor lacivert Akdeniz bugün.
Bebek gibi sakin, uyuyor deniz.
Çarşaftan düz, ışıltılı ve sessiz…

Koşturuyor rıhtımlarda kamyonlar,
Kimi buğday yüklü, kimi de kömür.
Akıp gidiyor, bağlanmış rıhtıma,
Öyle mütemadi, bir yitik ömür.

Akdeniz bölge, sabahın mahmuru.
Asker sırada, nizamiye dolu.
Siviller çekili, saçlar jöleli.
Hazırlık tamam, sevgiliye; belli…

Yükseldi güneş yavaşça denizden.
Nispet yapar gibi yaz/ı temmuz/dan.
Kar ayaz/ı kasım/da Toroslar’da.
Gönüller yandı, Mersin Limanı’nda.

Deniz karıştı onbir numarada.
Doğançay onsekiz etti aborda.
İskele başında palamarcılar,
Yengeçler, karidesler hep telaşta.

Onbeş numarada ro-ro gemisi.
Doğurur durmadan iş makinesi.
Acente sahada hava basıyor,
Araç başındaki sıska lastikçi.

Demirlemiş açıktaki dert gemisi.
Mendirekten çıktı, kara yük gemisi.
İşbaşında römorkör, çekti tankeri.
Kaptan pilot sancakta, geliyor şimdi.

Boğuk bir uğultu, ofis rıhtımında.
Uçtu güvercinler, ekmek kavgasında.
Yirmi numarada, çimento tankeri.
Döktü siloya, kusar gibi içini.

Balıkla konuşur, İmco’da nöbetçi.
Kefal oynaşır, avcı balığı etçi.
Homurdanır sahada, iki fantuzi.
Biri sevgili, ötekisi fantezi…



Böyle geçer günler, Mersin Limanı’nda.
Telaşlı bir koşu, yaşam savaşında.
Bayram gelmiş, tatil olmuş, hiç fark etmez.
Yediğim ekmek var, oltanın ucunda…


Günay ÖZDEMİR
29 Kasım 2009 / merSİNop




konteynır: Taşımalık. Özellikle gemi taşımacılığında kullanılan, 20 lik ve 40 lık tabir edilen, yük konulan metal ambalaj malzemesi.
imco Saha: Kritik konteynırların konulduğu saha.
aborda etmek: gemi yanlamasına yanaşmak
palamarcı : Görevi, yanaşma, kalkma vb. sırasında gemiden verilen palamarı iskeleye, şamandıraya takma, çıkarma olan kimse.
fantuzi : Boş konteynır taşıyan iş makinesi.