8
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1723
Okunma
Ezan vakti midir ki okunur minarelerde
Şadırvan kan ağlar,
En tövbekar yanımız minber
Saçlarını okşamaz akşamlar.
Bir yol ki
Issızlığın bittiği yerde başlar.
Adımlarım çocuk sancısında
Karanlığı bekler bütün yağmurlar.
Hüseyni bir makam tutturur bütün
Çöller
Kavrulur kılıç bilenmiş eller.
Tükenir en ummadığın anda tümceler
İmdat imdat
Diye
Beklenir, anlasın öteler.
Deniz mavisi saçları vardı, okyanus
Yanığı dudakları
Tuza hacet ne vardı
Aksın bir damla suyu.
Şehirler kırbaç sallıyor kaldırımlara
Kaldırımlar dünkü çocuk oysa
En uzun hikayeyi dinlerdi tozlu yollar
Savrulup gelirdi
Seher vakti bütün dilsizler.
Sağırdın, duyuyordun oysa akan bunca
Sıcak kanı,
Kördün, ağlayarak saklıyordun
Bütün yağmurları.
Yağmurlar ki her nisan ayında
Hüseyin makamında yağar.
Vuslatı kim çaldı sabahımdan
Aydınlıktı bütün fallarda yollar
Ağaç arkasına saklanmış riyalar
Eylül gibi mahzun,
Hüzün düşer dudaklardan
Hüseyni makamında ağlar
Çöller ve âşıklar.
Kaldırımları sökün, yüreğimden
Tozlu sehpa kadar idamlık
Kaç gardiyan sabah var?
Zincirlerini kırın sırtlarınızdan
Hüseyni makamında bu akşam
Gökleri ağlatan hazan var.
M.S./2009
KAHRAMANMARAŞ