2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1297
Okunma

Hülya TAVASLI’ya ithafen...
seninle
belki
bir
gün
döneriz
“eski”lerden
aklımızda
kalan
çocuksu
şehrimize.
“eski”lere
alışık
olduğumuzdandır
belki de
dönüşümüz,
yen
içinde
kalan
kırık
kollarla
dolu
bu
şehre...
“eski”
şarkılar
söyleriz,
şehirdeki
yalnız
gemilere
inat...
o
gemilerde
biz de
olmak
isteriz,
sadece
yalnız
bırakmamak
adına.
en
zor
şartlarda
bile
sacayağını
kurmamız
yalnızlığa
alışamadığımızdandır
aslında...
bir
zamanlar
her şeyimizle
bağlandığımız,
arkalarından
ağladığımız
“eski”
aşklarımızı
unutamadığımız
gibi,
arkamızdan
ağlayan
şehri de
unutamayız
hiç.
ondandır
nereye
gitsek
vazgeçemediğimiz
“eski”lerimiz
gibi,
hüzünlü
şehri de
götürürüz
beraberimizde.
kim bilir
kaç
zaman
hayatla
bağlantısını
koparırcasına
balkonu,
büyük
camlarla
kapatıp
önüne
koyulan
birbirini
tanımayan
iki
koltukla
ıssız
ve
sonbahar
hüznü
çökmüş
başıboş
sokaklarına
bakarız
bu
şehrin.
ve
kim bilir
kaç
kere
yıkıp
yeniden
kurarız
kafamızda.
kaç
kere
terk
etmek
isteyip,
küsüp
utangaç
tavırla
geri
döneriz.
şimdilerde
ise
benim
her
sabah
alacakaranlığında
efkarla
uyandığım
bu
yeni
şehir
aslında
“yalnızlığımın
başkentidir”.
firarımdır;
çıplaklığım,
gurbetim,
hüznüm,
hasretim...
bu
şehrin
gökyüzünden
soğuk
duşlar
gibi
ürperdiğim,
kıyasıya
nefret
ettiğim,
kara
bulutlar
diyarında
deniz
olmadığını
bile
bile
deniz
kızımı,
öz’ümü,
umarsızca
aradığım,
sevdiklerim
hakkında
kanserli
bir
hücre
gibi
içten
içe
yayılan,
durduramadığım
kuşkularım.
.......................
.......................
.......................
ben
yeni
şehre
alışamadım,
tıpkı
senin
gibi...
.....................
....................
.....................
ve
belki
bir
gün
döneriz
“eski”lerden
kalan
ağlayan
ve
ağlatan,
ait
olduğumuz
şehrimize...
‘izmir’e...
umut’umuzu
kaybetmemek
dileğiyle...
ankara , 10/ 08/ 2006
5.0
100% (1)