9
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1313
Okunma
Nice asırlar geçti, bu ebedi yatakta
Tarihin gömdükleri, hala kızıl şafakta
Doğrudan çark edenler, karanlık bir sokakta
Ruhuna eş arıyor, zevke iman ederek
Acının lezzetine, takılıpta giderek.
Hangi kıymetli eşya, tükenmedi zamanda
Yerle bir olmadı mı, fiske indiği anda
Hakikat günden güne, nefse boşaldığında
Fikir aslını bulmaz, gam yüküne düşmeden
Vicdan azabıyla can, kıvranıp da pişmeden.
Perdeden bize inen, makberi çağrı çöktü
Şehvet ağzını açtı, ardından çile döktü
Huzur nefrete karşı, başını eğip büktü
Azap kapıdan gitmez, titretir insanlığı
Zulmü azad eyleyip, baş eder karanlığı.
Marifet bilmez insan, mekansız kalır elbet
Gözlerinde tükenir, vuslata vurur ebet,
Kıblesini kaybeder, imanı ilelebet
O vakitten sonra kul, münacaat etmez kar
Usulden kopan özü, cehennem narı yakar.
Hak dergahı değil mi, kulu ehl-i dil yapan
Biat ederek arş’a, amenna deyip kopan
Her ahvelden ahvale, kerem ederek tapan
Canından feragatı, dad etmez yaratana
Cenneti ikram eder, hak ruhu pak tutana.
Nevzat TAŞKIRAN
18-11-2009
5.0
100% (7)