7
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2341
Okunma

violonsel sesleri yükseliyor zihnimin derinliklerinden,
kan, vahşet ve zulme dokunmadan gelmiş,
kutsal müzik sesleri..
zihnim, ruhum,
dört duvarlı ve uyuşuk düşünmeye.
müziğin sesini açıyor asil bir duygu,
yavaşça damarlarımdan içeri nüfuz ettiğini hissediyorum,
komadayım belki de
günler geçti
ve o müzik hiç susmadı.
ve ben her gece rüyalarımda,
özgürlük olduğumu gördüm
müziğin sesini açan,
o aziz duygunun kutsal sularında
yıkadığımı gördüm ademoğullarını
rüyayı kesen sabah,
acımasız ve soğuk.
zincirleri gösteriyor, tüm gün ışıkları.
şiddeti, ve daha fazla şiddeti.
eski bir şarkıdan,
“dinle kahrolası, ı geliyordu sadece,
biz kazanacağız”
diyorum hala.
ve ben her gece rüyalarımda
özgürlük olduğumu gördüm
gümüş bir kuzgun olup
yeşil vadilerin üzerine uçtuğumu,
korkusuzca.
dünyanın en çok izlenen değil ama,
dinlenen ülkesineyim.
ve taraflar arası şiddeti ortaya çıkarmak için
şiddet uyguladılar üzerimizde.
bedenlerimizden çok,
zihinlerimizi becermek istedi postallı erkekler
vücudumun cop ağrıları,
tüm sistemlerimi uyuşturuyordu,
küçük bir delikten gün ışığı geliyordu sadece,
tüm gerçekleri yüzüme vuran o ışık
fakat bir gün umudu getirdi kuşlar,
en az benim kadar tutsak birinin,
2. el bir kağıda yazmış olduğu
özgürlük şiiriydi beni uyandıran.
tek düşündüğüm buradan kurtulmak,
zincirlerin olmadığı bir yere gitmekti,
kısaca daha özgür bir ülkeye,
o şiir, kaçanlar için bir özgürlük olmadığını söyledi bana,
ve korkularımdan arınmazsam,
nefes alamayacak hale geleceğimi.
güneşteki umutları tuttum tek tek,
işkence görmüş ellerimde,
o şiiri okudum
belki yan hücremde,
leş farelerinden başka bir canlı yoktu artık
belki de hiç olmadı
okuduğum kelime başına kestiler saçlarımı,
hiç susmadım,
her gün bir eklemimden vazgeçiyordum belki
bu umut için
ama boş değildi asla
eklemli ve uzun saçlıydılar,
her şeye inat.
dimdiktiler üstelik.
şanslı doğmamıştım ama
sanşlıydım ki şiirimi duymuştu
diğer tutsaklar,
bağırıyorduk,
vücudumuzun acılarından güç alarak
daha da fazla
ölüme gidiyorduk belki de,
gittiğim en güzel ölüm yoluydu,
müzikten ve duvar yıkımlarından
başka bir sese yer kalmamıştı ardada
violonsel teline dokunan bir notayla
çöküyordu faşizm, liberalizm ve türevi her şey.
“daha fazla zincir yok”
ve acı..
ve korku..
o gün,
o şarkıyı dinlemekten vazgeçmemek,
hayatımda yaptığım en cesurca şeydi
en büyük aşklardan bile daha zor
daha muhteşem
o gün,
kanın damarlarımda dolaşmasına izin verdiğim gün..
rüyalarım gerçekliğim artık.
duyun kahrolasılar, biz kazandık..
serumdan değil özgürlükler,
bir gümüş yağmuru şimdi hepsi
yeşil vadilere yağan.
5.0
100% (3)