9
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
2153
Okunma

Kaç kadeh kırdım gözlerinde aşk akla zarar
Çaresiz kadeh, saçılan meyde ar vardı
Kim bu sarhoş?
Mısra ülkesinin sultanı!
İşin aslı bu dizeler bana ait değil
Ben senin için bir vasıtayım
Gönül üstüne düşeni yapar
İmgeleri emredildiği gibi yazan
Divit bir tür kalem
Yutkunuşum seni hisseder
Ezgiyi söyleten aşk misali
İmgeler efendisi değil, aşkımın kâtibiyim
Gönlüme ne fısıldarsa onu söylerim
Çilelerimin amacı!
Hayatımın harikulade ışığı
Bundan böyle kelimeler kurusun
Dile dökmek imkânsız aşk sineye adım atınca
Dilin yetersiz kaldığı bir öte boyut
Şuurla bir alakası olmaz
Vuslat hazla doğrulur dudakları titretir
Ne bir geçit verir ne leyli kalır
Beni kıvrandırır, inletir
Sen varsın ya sen!
Uğrunda binlerce aşk katlettim
Ne oldu birde? Sor kime istersen
Hiç birine matem tutmadın mı asi başlı yâr?
Öyle bir bakışı vardı ki dalgalı bir umman
İmdat lütuf fenerim
Kalbimin sözlüğünü oluşturdum
Çok mahirsin sır kâtibi
Sana bir tanım buldum aşkın bir okyanus git git bitmez
O muhteşem bir güzellik kaynağı su gibi berrak
Gizemli,
Sıra dışı,
Tılsımlı,
Doğaüstü,
Akıl dışı,
Hatta hatta ürpertici, tıpkı sen gibi
O denli o denli cevapsız mısralarda
Arala sinemi gel gör nasıl bir kor
Sen bir yarısında, ben öte yarısında aşk çölü
Bağrı terli sinesinde suluk
Saatler işkence, geceler cellâdım
Uyku sızdırılmış kirpiklere uyurken kıyamadım
Mahremlerimden biri oldun
Gün ışığı karanlığı yararken bir şafak vaktiydi
Öyle kimsesiz öyle masun, muhitinde dönende
Suçüstü yakalandım bu suçun mücrimi sensin!
Mağdur ve muzdariptim
Aslında bu denli güzel değilsin
Huyunun hüneri bu
Ta ezelden öyle esrarlı hep alevli, harlı idi
Böyle yüzsuyu dökerek bu mertebeye ulaştın ey kalbim
Unuttun mu? Mevsim güzdü buluştuk
Rüzgâr dudağında bir ıslık
Saçın dalgasını salladı kuzey ile kuzeydoğu arası
Kırbaçladı övgüleri fütursuzca çekip gittiler
Cihan cayır cayır kor gibi yansada, yer gök kızıla boyansada
Sonsuz bir hızla kursağa kadar zulme batsamda
Elemde, neşede
Ümitte ve yeiste vazgeçmem senden
Ömür seni yaşadığım kadardır
Duyulmasın, Tanrı ürperir!
Dedi ki
"Seni bu derece derin bir ızdıraba, karanlık bir yeise düşüren şey nedir?"
Ah be kadınım, bunca giz sevginde gizli
Sevginde göğsümde
Eh be ölüm
Ebedi ölümüne severken ölümü hesaba katmadım
Bu şuurla mazlum bir adam oldum
Ondan ne kadar bîzarım!
Eyvah derinden esiyor ıtri
Yıllara kırpıldı bak nerede ucu!
Sardı sarpa adı "aşk" oldu
Her an karşımda yoksan, adı kabristan olur
Sevgi cennetine eriştirebilecek tek kudret
Tam bir hengâmeydi
Ah işte o bir gafletmiş serkeşlik eden
Bana her şeyin bir vakti olduğunu öğretti
Her şey sessizliğe boğuldu
Zihnim çok kalabalık
Ne çok sesi var
Zapt edense kalbin
Töhmet altında vakit dar
İspat mı?
İhtiyar oldu saç teli
Zaman tütün gibi tükendi
Ah! Yâr nasıl yerlere geçmez insan
Aşk, öyle bir şey ki söylemesi güç
Seni şiire yazarken kalbim göğsümden çıkacak
Bıraksam parçalanacak
Ha bu işin var birde senin
Mantık süzgeçlerinden geçmiş pranga kaçağı
İllet gibi bir şey
Yalan mı?
Haydi, çöz şu kelepçeyi
Dedi ki
“Bu kadar çok soru sorman şartmıydı?”
Ne bir eksik ne bir fazla söyledin
Beni duyman için
Aşkı şeriatına duyurdum
Bu şiiri yazan tutuklansın!
Gözden düştüm sanmıştım!
İmgelerden tanıdım
Sevda ezgine kurban olayım!
Tan kızıllığı şahidim
Gönül köşküne asarım! Aşkımın aşkını!
Aşk suçundan müebbet hapse mahkûm ol
Tükenen amor devrinin son kalıntıları
Bende bu şiirin üstünde bir kadeh kırmazmıyım!
KAYIP YALDIZ
5.0
100% (7)