1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1674
Okunma

Ben hep annemin baktığı o çocuklara ağladım..
Beyaz yüzlü, neşeli, kirli çocuklara..
hareketlilikleri ile
insanı çileden çıkaracakmış gibi olan,
neşe vermesi gerektiği yerde,
insana "esaslı hüzünü" yaşatan gülümsemeleri ile;
hatırladığım o çocuklara...
Ben hep annemin baktığı o çocuklara ağladım..
Sıkılgan,
kabına sığamayan,
aslında hiç kabı olmayan o çocuklara...
Hatırlarımda benim yaş o zamanlar 8-7..
Vardı bir sevgi..
Yaşı 3-2..
Beyaz tenli.
Ablamdan hep azar yerdi..
Yaramazlık ederdi..
Annesi sokakla evli
Babası içkici..
Vicdaniydi annemin ki!
Para almasa da hiç kıyabilirmiydi?
Paylaşmam için çikolatamı;
atardı bakışını.
İşte;
Ben hep annemin baktığı o çocuklara ağladım..
Çikolatamı paylaştığım halde,
yardım edemeyeceğimi bildiğim o çocuklara...
Hatırlarımda vardı bir ali..
Bir aksi..
Bir aksi..
Atardı taşa duvara kendini..
Annesi deli,
babası onu deli eden serseri..
Yavrum ali ise;
anneme kelepçe...
İşte;
Ben hep annemin baktığı o çocuklara ağladım..
Kelepçeyi birgün takacağını bildiğim o çocuklara..
Hatıralarımda var biri..
Aklımda değil ismi..
Kalmadı fazla cismi..
Orospuydu annesi,
babası sizlere ömrü ilahi..
Alamasakta mesaiyi,
ne mesai için ne de kaçtığına,
habersiz bıraktığı için annem feryadlarda..
İşte;
Ben hep annemin baktığı o çocuklara ağladım..
Esrarengiz kayıplarla, hatırlayamadığım o çocuklara..
Ben hep annemin baktığı o çocuklara ağladım..
Çocukluğumu yaşayamadım..
Başka çocuklarda bana ağladı...
Şimdikinin adı deniz..
Anne ukranyalı,
baba niğde..
Annemin yaşı atladı bir kaç kuşak,
ama hala sokak aralarında kaçak...
Ben ise ruhunu o sokaklarda bırakan,
annemi yakalayamayan...
Ama genede başka çocuklara ağlayan...
KırmızıKurbağa
5.0
100% (1)