3
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
849
Okunma

Öyle zor ki unutmak...
Bitmiş bir aşkın yıkıntısıdır,
kalbindeki sızı...
Kum tepecikleri kaplasa da üstünü
arar,
çıkar bulduğu gediklerden...
’her damlası göğsünde bir leke’
geceye damlar yokluğu...
’Acıyla beslenen bir yalnızlığın,
hükmü sürer artık.’
Şimdi askıda tebessümler...
Yudum yudum içerken yosunlaşmış gözlerini,
alır gider ne varsa...
pervasız,
bir bağbozumu mevsimi...
Dudakları heceler, “Unut unut...” diye
utanmaz,aleni...
Aymaz,
uçurumları arar adımların...
pusulası yok.
Törpülenmiş yüreğinin
yongalarına dolanır ayakların...
ve düşer
yağız bir gecenin, zorba kollarına takılırsın.
Zincirleme aşklarının
güncesine gizlisindir artık.
Söndürmek için teninin yangısını,
gözlerinin sarnıcında biriktirirsin
gözyaşlarını...
ve ağlayamazsın bu yüzden
bırakamazsın özgür...
Yine de firar eder duyguların...
ne kadar gömsen de derinlere
naftalin kokar anıların...
gül bahçesi içinde,
saklanmış... özenle...
Ve
alaza aşkın yeniden filizlenir...
Katmerlendikçe özlemin,
sabahın buğulu bakışlarına takılır
nemli gözlerin...
Ararsın onu günün yazgısında...
bir fiske vursan dağılacakmış gibi
tutarsın avuçlarında...
ki yokluğunun darağacında...
boynundayken ecelin halkası,
kıyısına vardığın uçurumlar
çeker girdabına,
takar bileklerine prangalarını...
Ve onsuz,
hayallerinde...
gurbetten sılaya bir köprü kurarsın.
İçersin gamzelerinden aşkını
binersin bir gemiye...açılırsın,
okyanusların en derin yerine...
Ve onsuz...
özgür,
ivecen...
Dalarsın eceline...
2008
Yasemin Elmas
5.0
100% (2)