Geçen gün
Yolda gördüm ilk sevgilimi
Omzunda heybesi
Bir çocuk sırtında
Kollarındaydı biri
Karnı ise gebeydi
Belli ki
Hayatta
İstediğinden fazlasını elde etmişti

Geçenlerde
İlk kez karşılaştım uzun zamandan beri
Ne kadar da başkalaşmış, nasıl da değişmişti
Biri gitmiş başkası gelmişti sanki
Ve nasıl da durgunlaşmıştı
Denize ulaşan nehir gibi
Nasıl da dinmişti
Başındaki kavak yelleri

Yıllar önce
Ben mi iyi görememiştim
Yoksa böylesine mi yanılmıştı gözlerim
Onca cilvenin, onca nazın
Başları döndüren o bakışların sonu
Topu topu
Üç çocuk muydu

Kadın dediğin gülmeli oynamalı
Çevresi neşeyle dolmalı
Bazen suskun
Bazen gizemli olmalı
Ya derinlerde bir hazine
Ya da bir mücevher
Zirvelerde yıldız gibi parlayan
Asıl ulaşılmazlığı
Anlaşılmazlığıdır kadını çekici kılan

Hey gidi on beş yaşın fırtınası
Zeus gibi bulutlarda gezdiğim günler hey
Ağardıkça şakaklar yıldan yıla
Çağdan çağa değiştikçe doğrular
Nerelerde yanıldım
Nelerde aldandım
Anlayamadım
Demek ki
Her yaşın bir aptallığı var
Mustafa Sağlam