17
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
1861
Okunma

belirsiz vakitler
boz bulanık bir su oldu zaman
duman gibi
sis gibi
acı gibi
telvelenen kederimle
tortu tortu
içime çökmekteyim
unutulmuş yürek mezralarında
kimsesiz
kör bir kırlangıç misali
eski bir sevdaya tutundum
beklemekteyim
...
uzaklarda bir yerde
günüme uğramayı unutan şafak söküyor
yıldızların söndüğü
hasretin büyüdüğü o şehirde
o şehirde
beni düşünen biri var
bilmekteyim
bilmek derman mı yüreğime
değil
bilmek sonu mudur hasretin
değil
ve yüzünü görmeden
eline dokunmadan
saçlarını okşamadan
“seni seviyorum” diyemeden
beni sevdiğini bilmek nedir
söyleyin
azar azar
delirmekteyim
...
alca kınalar yakılmış
yaşlı gözleri al duvakla örtülü
siyah belikleri salınmış kara sevdasına
yaban ele verilen bir gelin gibi
kaderimin terkisinde, yollara düşmüşüm
adresi yok
mühleti yok
vadesi dolmaz
kuş uçmaz
kervan geçmez
bilinmez bir çilehaneye ,
sürgüne gitmekteyim
...
her sabah ezan vaktinde başlar
her gece yarısından sonra
ığıl ığıl süzülür yüreğimden
can yarısı
can yarası
elimde bir dev aynası
düşen damlalardaki,
gözlerini biriktirmekteyim
...
belirsiz vakitler
boz bulanık bir su oldu zaman
çok uzaklardayım
görülmüyorum
duyulmuyorum
bilinmiyorum
yavaş yavaş ölmekteyim…
Ceyda Görk