6
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1642
Okunma

Eski düşlerin silahlarıdır zift yanığı anılar
gönlümün menzilini unutmuş tutkuları düştüğünde rüzgâra
hani korkuların demirden ibriğinde saklıydı umutlar
hani tortusunda yollanırdık deniz tuzlarının ruhuna
iki ayrık kelimenin seviştiği gece yataklarında
gözlerimize okunmuş ışıklı bir fermandı ay
kaç yıldızın yaralı gölgesi düşerdi uzak denizlere
yaması yapılmaz bir kadifeyken ufuklar
birkaç tuzak/ çözümsüz gemici düğümleri
iklimin sesinde denizin durulduğu alabora
kibrit ucunda bekleyen felâketin tangosu belki de
yıldızların koparıldığı kara gecelerde ay yüzlüyken çocuklar
biliyoruz ömrümüzün vadesindeyiz daha
biliyoruz hiçbir ölüm susatmaz bizi
yaşamın dehlizlerine açılırken bütün sonuçlar
yine de kavuşmak/ mavi kanatlarındayken beyaz güvercinlerin
ve göğün terli yüzüyle öpüşmemişken daha
ötesinden gelmişçesine sonsuz lâl korkunun
şakaklarına umut sokakları karalamaktır
takvimlerde yaşanan aşk dönümleri ’yken sonumuz ıssız zamanda
Nevzat KONŞER
Ekim 09
5.0
100% (6)