5
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1677
Okunma

yüreğimde eski zamandan kalan anılar
ve ellerimde yokluğunun boşluğuyla
bu gece öyle başımı koyuyorum yastığa
herkesten uzak ve herkesten gizleyerek gözyaşlarımı
dalıp gidiyorum düşlerimin en ağır uykularına
önce bir sandala binip
senin en sevdiğin mavilere kürek çekiyorum
ardından gecenin karanlığını acımla çıkıyorum
ayazlara sürüyorum göğsümü yar
senin özleminle, senin hasretinle avuçlarıma bırakıyorum gözyaşlarımı
kim bilir, belki uykularının en ağır demindesin
karanlığın yüzleri örttüğü ve gölgelerin yükseldiği bu zifiride
senin nöbetindeyim
nerdesin?
uyan,
uyan ve sana uzanan ellerimin boşluğunu ellerinle doldur
karanlık gecelerin suskunluğuna anlatalım sevdamızı
anlatalım ki duysun cihanı alem
düşlerin özlemekten yoksun olduğu gibi
özledim seni
haydi gel ırak sevgili, haydi gel gurbetim
yada dur, parmak uçlarımızdaki kalemle kısaltalım mesafeleri
gerçi hiç bir zaman olmadı mektuplarımız ama
nilüfer çiçeğinin yapraklarında titriyor yüreklerimiz
saçlarıma yağıyor kar taneleri
hüzün bürümüş her bir yanımı
ve sevdanın nöbetindeyim yar
haydi gel,
gel ve sana uzanan ellerimin boşluğunu doldur ellerinle
seni özledim
seni özledim
rüzgarın saçlarımı dağıttığı bu vakit
gel ellerinle topla,
hem yüreğimi, hem saçlarımı
hem de vur özlemini gitsin
gitsin...
5.0
100% (5)