4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1819
Okunma

“Sen sus
Ben dinleyeyim bu ayrılığın öyküsünü”
Hangi dilde anlatmalıyım bu ayrılığın düşünü
Herkes sen gibi yabancı bana
Bu şehir üstüme düşüyor
Her gece yangınlar çıkıyor
seni seven yanımda
Tutsak bir sevdanın mahkumuyum kollarında
Hangi kapıdan çıksam
Suretin düşüyor gözlerime
Ayrılık tek kişilik bir yalanmış
Ben seni sevmeye yarım kalmışım
Sancısız ölümler düşünüyorum
ve zamansız ölmek istiyorum kaldırımlarda
Dudaklarımda bir tadımlık hasretin
Ceplerimde zamansız ayrılıklar
Bu şehir acı bir katık oluyor yalnızlığıma
Kendimi bir boşlukta ölüme terk ediyorum
Ağlamak hiç bu kadar yakışmamıştı bana
Söylesene sevdiğim
Hangi sonun baharında terk ediyorsun beni
Acıtıyorum kanattığın yaralarımı
Bu ayrılıkla
Biraz sus biraz pus sürüyorum dudaklarıma
Yokluğuna bir dem vuruyorum
Masallarda ki peri kızına benziyor güzelliğin
Ama onlar kadar masum değilsin
Geçtiğim yollarda düşürüyorum umutlarımı
Güneş bu şehre henüz doğmadı….
Şair Ceketli Çocuk / Eylül 2009