16
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
4922
Okunma
Hepimiz aynı çığlıklarda değil miydik?
Hepimiz, geri dönmeye çalışmıyor muyduk?
Birilerine, bir yerlere... Sen, ben ve O...
Aklımızca fedakarlık mı yapıyorduk yani?
Fedakarlık mı koyuyorduk adlarını tam bu noktada,
Senin "O" bekleyişlerinde beni tekmeleyip, damara tütünü bastığın tam şu sırada...
"Senin iyiliğin için..."
Bunu demenin, diyebilmenin adını feda mı koyuyorsun sen?
Ben çok iyi bilirken, O’nu beklediğini bilipte susarken
Sen benim için mi feda ediyorsun bizi?
Hani görmesem, hani tatmasam bencillik şarabını,
hani en keskininden zamanında dayamamış olsan bencillik bıçağını boynuma tüm İstanbul’ a karşı, civarı na-mühim.
Herşeye, hepsine inanırdım.
Bana da, iyiliğime de, için’ime de...
Hani bilmiş olmasam isteyince nasıl bencil olabildiğini...
Şimdi dalan gözlerin de, ellerinde doğan da ölen de
Hepsi...
Hangi fedakarlığından sana hediye
Kimin için’inde, kim boğdu seni tekrar bir düşün
Ve sakın ruhuna lanet bir aşkı canlandırayım deme.
Sakın buna yeltenipte
Adını feda koyayım deme!
Beste Gül Öneren
Şarap arası notlar...
Mayıs,11,2007