7
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1109
Okunma
Dokunmadan sevmeyi öğrendi
yıllar evvel öksüzlüğe kesildiğinde bilekleri
yüzünde koyu bir çaresizlik
dokundukça kalbini çınlatan
gözlerinin ezberinde uyuttuğu çocuğun
avuçlarındaki çakıl taşları
- Anne ruhunu ser
ruhunu ser anne
onsuz geçecek günler üşütecek ...-
I
Nohut oda , bakla sofa
beyaz badanalı , kızıl kiremit çatılı bir ev
evi hayata bağlayan
geniş bir bahçe , alabildiğine geniş
tam ortasında ulu bir çınar
gövdesi evin direği
dalları, gölgesinde huzurla uyuyan çocuğun beşiği
II
Genzinde kesif bir sızı
soludukça gözlerini yakan
saçları kısa ömürlü çocuk yüzün
kabusa uyanışı
siyah kar ...
III
Beyaz evin penceresinde matem havası
titriyor safran sarısı sardunyalar
gazel oluyor güz vuran yaprakları
Çatıda hıçkırıkları kesen baykuş ..
çığlığı, jilet kesiği kulaklarda iz
gökyüzünde telaşlı kanat sesleri
göç ediyor iklimsizliğe şaşıran kırlangıçlar
donuyor yaz ...
-Ruhunu ser
ruhunu ser anne
babam sonsuzluğa uyuyacak ...-
IV
Unutmadı ve uyandıramadı
o’çocuk hala
evi hayata bağlayan
bahçedeki çınarın seyrinde ...
Özlemek böyle düğümleniyormuş ıslak kirpiklerde
bir türlü çözemediği ...
5.0
100% (4)